12 Ağustos 2014 Salı

KuruKöprü Beldemiz

 

-Kayseri Talas Kuruköprü Beldesi-

-Ülke: Türkiye

-İl: Kayseri

-İlçe: Talas

-Coğrafi bölge: İç Anadolu Bölgesi
Zaman dilimi:
DAZD (+2) -Yaz: (YSU)DAYZD (+3)
İl alan kodu: 0352
İl plaka kodu: 38
-Posta kodu: 38100
Kuruköprü, Kayseri ilinin Talas ilçesine bağlı bir beldedir.
19. Haziran 1999. tarihinde köy tüzel kişiliğinden çıkarılarak belediyelik bir belde olduktan sonra, büyük şehire bağlanıp Talas'ın artık bir mahallesi olmuştur.
-Kültür:
Kuruköprü Beldesi, Talas ilçesi'ne 15. Km, Kayseri'ye 20. Km mesafede bulunmaktadır.
Fakat, Beldede ilk yerleşim tarihinin kesin ne zaman başladığı hakkında gerek dönemin çağdaş kaynaklarında gerek se de arşiv kayıtlarında fazla bilgi bulunmamaktadır.
Ancak, Kayseri şer'riye sicilinde milladi 1500. yılında köyümüz 19. hane ve 1520. yıllarında ise 27. haneye çıkarak her geçen yıllarda çoğalmıştır. Köy halkının 1500. yılında devlete ödediği vergi 3315. akçedir. 1520. yılında ödediği vergi ise 6360. akçedir.
Diğer bir başka arşiv kayıtlarında, hicretten 1035-36 /Miladi 1625-26 tarihli 27/1 Kayseri şer'riyye Sicilindeki 59. nolu belgede Kuruköprü ve diğer yerlerin kırk bin akçelik zeametin (vergi) 1625. yılına ait mahsulünün toplanmasına dair bilgi geçmektedir. Bu sebeple Kuruköprü köyümüz de en erken tarihli yerleşimin15. ci yüzyılın ilk çeğreğin de kurulu olduğu arşiv kayıtlarına göre anlaşılmaktadır.
Büyüklerin anlata geldiğine göre atalarımız yaklaşık beşyüz yıl kadar önce orta asyadan göçebe olarak geldiklerinde, kınık türklerine mesup bir boy olup "Selimlü" sancak beyline mensup yöre halkı oturak kızıklı boyuna bağlı idi.
(Selimlü sancağın da, aşiret lideri Seyit Kasım Abdülcabbar, Hacı Kasım bin Ahi İsmail, Behlül Tigin Mehmet bin Gazidir.)
Sancak beyliği bu yörenin güvenlik kolluğu için, Karaören ve Geçgele ve Gömü deresinin mevki yamaçlarına yerleştirerek birkaç kışlakta ikamet edip, bu yörenin toprakları içerisinde geçmekte olan eski ipek yolunun korunup kollanmasında hakimiyetin sağlanmasında görevlendirilmişlerdir.
Daha sonraları yukarıda tarihi geçtiği yıllarda, burada bol su bulunması nedeniyle daimi ikamet amacı ile yerleşmek için tarihi köprüden esinlenerek Kuruköprü adını verdikleri vadi şeklindeki köye 3. şahıs arasında arazisi sancak beyliği tarafından tahsis edilerek yerleşmişlerdir.
Kuruköprü Beldesi, hem Roma'lılar hem de Türk dönemi'ne ait mimari ve sanat anlayışının izlerini bünyesinde barındırarak günümüze kadar taşıyabilmiş ender yerleşim yeridir.
Tarihi beldede geçmişe ait kültürün uzantılarını özellikle su kemerinde, geleneksel konut mimarisinde ve eski mezar taşlarında bariz bir şekilde görülmektedir.
Su kemeri, Kuruköprü Beldesi'nin girişinde yer almaktadır. Eser, Roma imparatorluğu dönemi'nde Kayseri'nin ihtiyacını karşılayan Gürpınar (Salkuma) Köyü'nden çıkan suyun Kayseri'ye ulaştırılması amacıyla yapılmıştır.

Gürpınar (Salkuma) Köyünden çıkan su, kayaların içerisine oyulan kanallarından Su geçerek vadiye ulaşmaktadır. Vadinin iki yamacını birbirine bağlayan köprü (kemerin) üstündeki oluktan vadinin karşı yamacına geçirilerek "Tirem" Kaya tabakasının oyulmasıyla yapılan kanallardan, bazen de kesme taştan yapılmış delhiz bu kanallardan akarak Su eski "Mazaka" yani Kayseri'ye ulaşmaktadır.
Su kemeri, gömüderesi olarak adlandırılan vadiyi birbirine başlayan dere yatağının içine, doğu-batı istikametinde 172. m uzunluğunda ve ortalama 16. m yüksekliğinde inşa edilmiştir.
Su kemerine malzeme olarak, düzgün kesme taş,d kaba yonu taş ve yontma taştan, iç kısımları da moloz taşlarla "Horasan" harçtan yapılarak kuzey cephesini dayama şeklinde taş duvarlarla desteklenmiştir. Bir adet sivri, 13. adet yuvarlak kemerden oluşan su kemerinin en büyük kemeri yıkıldığı için, malesef Köprü ikiye bölünmüştür. Doğu yönünde yer alan üçüncü kemerle dördüncü kemerin oturduğu ayak tamamen yıkılarak, altından yol geçirilmiştir. Muhtemelen, Selçuklular dönemi'nde küçük bir su bendinin oluşmasını sağlamak ve küçük bir baraj oluşturmak amacıyla, bütün kemerlerin içleri kesme taşlarla örülerek doldurulmuştur.
Su kemerinin oturduğu ayakların kuzey cephelerinde yer, yer sel sularının açmış olduğu yarıklar görülür. Eserin, gerek kullanılan malzeme, gerek mimari kuruluşu ve gerekse de, İstanbul ve Anadolu'daki benzer örneklerle kıyaslandığında 8.ci yüzyılda tahminen Romalılar tarafından inşa edilmiş olması gerektiği düşüncesi arğırlık kazanmaktadır.
- Günümüzde harap bir duruma gelen köprünün üzerindeki su kanalının yan duvarları yıkılmıştır. Restore edilmesi halinde bölgeye çok büyük bir zenginlik katacaktır. Bunun için, devletimizin öncülüğün de acilen desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Avrupa Birliğinin böyle tarihi yapılara karşılıksız kredi vererek onarttığını duyuyoruz.
Buradan tarihi abidenin yıkılıp yok olmaması için, devlet büyüklerimize ve Avrupa Birliği ilgililerine sesleniyoruz. Avrupa Birliği ile irtibata geçebilecek konumda olan ilgili büyüklerimize hatırlatıyoruz.
Lütfen... Yöremizin tarihi abidesi ve zenginlik kaynağı olan bu su kemerinin restorasyonunu yaptırılması için girişimlerde bulunalım. Hatta 27. km uzağımızda bulunan Zamantı ırmağından kanalla küçük bir su getirtelim ve üzerinden yine su geçirerek yöremizde bulunan tarihi anıtları türizme güzel bir hizmetle zenginleştirip katarak, "Lütfen" yeniden canlandıralım.
Bu fikir belki bazılarımızca hayal olarak nitelendirilebilir. Fakat unutulmamalıdır ki her şey bir hayalle başlar...
"Hayal kuramayan, hiç bir işte başarıya ulaşamazlar."
-Eserlere onarım yapıldığında o' zaman beldemize çok sayıda turist akını olduğunu göreceksiniz. Bölgede ayrıca, pek çok tırhız (Dehliz) denilen metrelerce uzunluğunda sığınma tünelleri yani sığınak şeklinde tarihi yerleşim yapıları bulunmaktadır. Beldenin daha aşağısında Göbü denilen vadinin doksan derece dik kaya yamaçlarında oyulmuş çok sayıda yer altında eski Ev kalıntıları mağaralar mevcuttur. Buraların varlığını dış ve iç turizme hizmet amacı ile haberdar etmek istiyorum.
Anadolunun geleneksel konut mimarisinin özelliklerini yansıtan örneklerle Kuruköprü Beldemizde de karşılaşmaktayız. Dışa kapalı olarak tasarlanan evler, yöreye özgü düzgün kesme taştan inşa edilmişlerdir. Genelde iki katlı olarak tasarlanan evlerin avlularına yuvarlak kemerli giriş kapılarından ulaşılmaktadır. Ancak zamana karşı direnemeyen bazı evlerin avlularının yıkılmış olmalarından dolayı dış mekandan iç mekana giriş doğrudan sağlanmıştır.
Giriş kapılarını taçlandıran kemerlerin boya ile boyandığı örnekler de mevcuttur. Evlerde yaşayan halkın dışarı ile bağlantısını sağlayan pencereler yuvarlak ya da dikdörtgen formda tasarlanmıştır. Evlerin üst kat çıkmaları fazla dışarıya taşkın olmayıp konsollarla desteklenmiştir.
Köyün bir vadi içine kurulmasından dolayı evler, genelde yamaçlara kurulduğundan aralarında sokaklar olmasına rağmen karşıdan bakıldığında teras misali üst üste, yan, yana ve bitişik nizamda yapılmıştır. Evlerin böylesine dip dibe ve teraslar halinde yapılmış olması, köyde komşuluk ve akrabalık ilişkilerinin daha sıcak olmasında etkili olmuştur.
Son yıllarda, artık vadinin içine sığmayan Belde halkı yeni yapılan konutları ile mahalle olarak köyün dışına taşarak yayılmaktadır.
Belde, geleneksel Anadolu konut mimarisinin ayrılmaz bir parçası olan taş yapıdan kemerli dış kapı ve pencereleri vardır. Çatı örtüleri sıralı kemer üzerine Taş saldan ve kalın ağaçlar la örtülüdür. Bu günkü anlamıyla, kapı zillerinin yerini tutan kapı tokmaklarının ender örneklerini muhafaza edebilmeyi başarmıştır. Bu örnekler sade ve yuvarlak formda yapıldığı gibi, insan eli biçimli olarak da değişik şekilerde yapılmıştır.
Kuruköprü Beldesi, 2004. yılı mahalli idareler Genel Seçimine kadar Talas İlçesi'ne bağlı bir köy iken, bu tarihten sonra belde statüsünü alarak belediye hizmetlerine kavuşmuştur.
Kuruköprü Beldesi, güney doğusunda mahallemiz olan Çatakdere Köyü (Dikir), güneyinde (Mengücek) Yazyurdu, batısında Başakpınar (İspile) kasabası'yla ayrıca kuzey de Gesi kasabası ve (Nize) Güzelyurt Köyü, kuzey doğusunda "Salkuma" Gürpınar yakın komşularıdır ve buralarla komşuluk ilişkilerimiz son derece sıcaktır.
-Coğrafya:
Kayseri iline 23 km, Talas ilçesine 13 km uzaklıktadır.
-İklim:
Beldenin iklimi, karasal iklim etki alanı içerisindedir.
-Nüfus:
1872. Yıllarında, Beldemizdeki halkın başlıca Aile reisleri:
1- Abbas Oğlu
2- Ali Efendi
3- Avan Oğlu
4- Deli Ahmet
5- Deli İsmail
6- Deli Seyit
7- Cin Oğlu
8- Cin Ali Oğlu
9- Çalık Oğlu
10- Emir Ahmet Oğlu
11- Ensar Oğlu
12- Hacı Bey Ağa Oğlu
13- Hacı Bekir Oğlu
14- H. İbrahim Oğlu
15- Hacı Hüseyin
16- Hacı Latif Ağa
17- Hatip Oğlu
18- Gizir Oğlu
19- Gökşen Oğlu
20- İmam Oğlu
21- İnce Oğlu
23- İnce Memet Oğlu
24- Kara Ali Oğlu
25- Kara Hasan Oğlu
26- Kara Kuyulu Oğlu
27- Koca Oğlan Oğlu
28- Koca İmam Oğlu
29- Kasım Oğlu
30- Latif Oğlu
31- Memiş Mülayim Oğlu
32- Muni Oğlu
34- Osman Bey
35- Pat Oğlu
36- Petek Oğlu
37- Raşit Oğlu
38- Sarı Oğlu
39- Sarı Mahmut
40- Seyit Kethüda
41- Taşcı Oğlu
42- Uzun Oğlu
Yukarıda isimleri zikredilen Aile reisleri, son Osmanlı döneminde Aile olarak birlikte köyde yaşamış olan büyükler Ailelerin kabile çatısını oluşturmaktadır. Bunların bir çoğu köye sonradan göçebe olarak gelip; bir nedenle köyde kalıp daha sonra temelli belde halkımızdan biri olarak yerleşmişlerdir.
Beldemiz, 2000. Yılında yapılan nüfus son yıllarda yapılan resmi açıklanan kayıtlara göre köyümüzde hane sayımız 480' e ulaşmıştır.
Alınan resmi nüfus verilere göre:1997: 2330/ 2000 - 2007: 2562. Her geçen yıl nüfusumuz bu sayıları
bir hayli aşmıştır.
-Ekonomi:
1872.Yıllarında ki veriler göre,
14. Parça dokuma Cehriliği,
3. Adet Bezirhane,
12. Adet Ağıl,
7. Parça Bahce,
2. Adet Tahıl terbiyesinde kullanılan ve hayvan gücüyle çalıştırılan büyük değirmen taşı "Seten" bulunmakta idi.
Beldenin ekonomisi son Cumhuriyet tarihinden beri, çoğunluğu İnşaat ustalığı tarım ve hayvancılığa dayalıdır.

-Muhtarlık:
Osmanlı zamanında beş yüz yılları arasında kurulmuş olan ve zamandan beri Köy'ün ileri gelen büyükler arasında Halk meclisince alınan kararlar ile değişik kabile büyükleri dönüşümlü olarak köyümüzde muhtarlık yapan büyükler olmuş; fakat bunların muhtarlık yaptıkları tarihler de, kimler Muhtar olmuş ve ne kadar sürece yaptıkları belli olunmadığından  bu konun bilgi karışıklığına da neden olacağı için 'maalesef' Osmanlı döneminde ki muhtarlarımız kayıta alınamadı.

-Cumhuriyet tarihinden beri resmi kayıtları göre yerel yönetime seçilen Köy Muhtarlarımız:
1. Abdullah selim (Kürt Oğlu)
2. Hacı Ahmet Özkan
3. Hürmüz Sevinç
4. Seyit Ahmet Yılmaz
5. Mehmet Yaldız
6. Osman Doğan
7. Süleyman Kaçmaz
8. İsmail Kaynar
9. İbrahim Ayaz
10. Mustafa Özkan
11. Bekir Selim
12. Seyfet Soydan
13. Seyit Tuaç
14. Adil Çetin
15. H. Ahmet Özkan
16. Seyit Ahmet
17. Bilal Tekayak
18. Mehmet Özden
19. Süleyman Kaçmaz
20. Mehmet Özden
21. S. Ahmet Öz
22. M.Ali Özgen
23. Karabey Kuramaz
24. Kerim Saçan
25. Bilal Yardım

Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan muhtarlığımız 2016. ya gelene kadar bu tarih içinde, ilerliyen yıllarda yukarıdaki isimleri sayılan muhtarlarımız kendi dönemlerinde değişik olarak muhtarlık görevlerini yapmışlardır.
Yerleşim yerinin köy tüzel kişiliği alması ile birlikte, köyün tüzel kişiliğini temsil etmesi için, Köy muhtarlık seçimleri de 1999. yılına kadar düzenli olarak yapılmıştır. Bu yıldan sonra köy tüzel kişiliği yitirildiği için, bir daha Köy de belediyelik seçimleri olmamıştır.

-Belediye:

19. Haziran 1999. tarihinde belediye teşkilatı kurulmuştur. Yapılan ilk

yerel seçimlerde Belediye Başkanı: 2004 - Ünal Şahin (AKP) olmuştur.

Lakin, daha sonra çıkan yeni yasa gereğince belediyemiz ilimizin büyük şehir belediyesine bağlanmıştır.

-Altyapı bilgileri:

Köyümüz de, İlk ve Orta okulumuz vardır.

Köyün, hem içme suyu şebekesi ve hemde kanalizasyon şebekesi vardır.

PTT şubesi yoktur ancak; PTT acentesi vardır.

Sağlık ocağı vardır; ancak sağlık evi yoktur.

Köye ayrıca ulaşımı sağlayan yol sıcak asfalt olup, Büyük Şehir belediyesi tarafından ulaşımı sağlanmaktadır. Beldede Elektrik ve sabit telefonla internet vardır. Ayrıca, Belediye ve belde halkın işbirliğince sosyal hizmet faliyetlerimiz devam etmektedir...

Kaynak: ilgili değişik Web sitelerinden ve eski Köy rehberliğinden alınmıştır.

(Hazırlayan: Aydın Suyak )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder