24 Ağustos 2017 Perşembe

Gel gel yavrucuğum O' seni boğar (Hikaye)


Hemşerilerimizin çoğunun mesleği inşaatcı olduğundan  hemşehrimiz "Arif Özkan" bir bankanın tadilat işini alır.
Gündüz orada çalışırlar, işciler geceleride kalıp barınmak amacıyla çalıştıkları binanın bodrumuna birer döşek atıp her biri bir köşede yatarlar. Onlarla birlikte  "Salçalı: Mehmet Hezer" Kardeşimizde çok horladığı için kendisi diğerlerini rahatsız etmeyeyim diye taa bodrumun kuytu köşesinde yatmaya çalışır. Salçalı uykuya daldığı zaman sanki Arslan kükreyişi gibi acayip biçimde horlarmış. Yine gecelerden bir gece, bina sakinlerinden şehir beyefendisi evinde beslediği küçük süs köpeğini akşam gezisinde dolaştırıp geri evine dönerken binanın alt girişi olan bodrumdan içeriye girmişler. Koridordan geçerken içeriden Arslan kükreyişi gibi garip sesler duyan sahibinin foni köpeği siddetle huylanarak sesin geldiği yöne doğru yönelip hırlayarak öfkeli şekilde havlayıp tepki göstermeye başlamış; amma ileriye geçmelerini önlerinde engel olan telli demir korkuluk varmış. Köpeğin sahibi olan adam, arkadaşlarımızın kaldığı bölüme köşeden eğilip bakınca gelen sesin bir uyuyan İnsan horultusu olduğunu hemen anlamış; tasmalı İpi elinde olan Köpek halen ısrarla sesin geldiği o' yöne doğru havlayarak sürüklemeye çalışıyormuş.
Sahibi sosyetik konuşma tarzıyla köpeğini uyararak şöyle der "Gel, gel yavrucuğum O' seni boğar!" diyerek Adam köpeğini oradan çekerek uzaklaştırıp evine götürür.
Bu olayı diğer Arkadaşlar karanlık uç köşede yatan merakla ve şaşkınlık içinde izlerler. Daha sonra olayı kedi aralarında gır gıra çevirerek komediye dönüştürürler " gel gel yavrucuğum O' seni boğar" diye, diye bir birlerine anlatarak başlarlar gülüşmeye. Sabahleyin olayı salçalıya anlatırlar; fakat salçalı olanlara inanıp kabullenmez!
23.08. 2017

Alıntı: Kazım Calımlı
Derleme: Aydın Suyak