9 Şubat 2018 Cuma

Karı, Koca Olmak

Esirgeyip bağışlayan Rahim ve Rahman ALLÂH (c.c) ismiyle...
İnsanoğlu, dünyanın her coğrafyasında ki yaşayanlar kendi cinsinden aradığı bir eş ile karı, koca ola bilme hayalini iç dünyasında canlandırarak aradığı  eş ile dünyasını birleştirmeyi düşünür. Her bir çift ister ki, benim ölçeklerime göre uyan bir eş bulayım. Evlenip huzurlu bir ömür boyu hayat sürmeyi hepimiz umutla bekleriz. Fakat değişik şartlar gereğince, bu kutsal bir emrin gereği kimimize ‘ne yazık ki’ bir evlilik bile nasip olmaya biliyor. Dinecek son söz kalıyor ‘ bahtı açık değilmiş’ o’ da takdiri İlâhidir. Kısmet olanlarda, malum alın yazınsında ki kaderi bir şekilde gittiği yere kadar yaşamaya çalışıyor. Halkımızın değerlerine göre aile içerisinde karı, koca olmak toplumuzun geleneğine göredir. İnancında ki anlayışa sığmayan karı koca yaşantısı, toplum tarafından dışlanarak ilgili şahısları yererler. Çünkü bizler, İslam kültürüyle doğup adet ve törelerimizi yaşayarak milletimizi bu şekilde yüceltmişiz. Öyle ki, diğer yabancı medeniyetlerin cemiyetinden bizler çok farklıyız; onlar gibi karı kocalı aile hayatımız onların kine uymaz ve uymamalı…
Bizlerin karı koca hayatının tolum içinde ki, kadın ve erkeğin insanca bir bilerine karşı kişisel haklarında, saygılı, sevgili itaatkâr bulunması olmazsa olmazıdır. Bu kaide, insanın yaşadığı dünyanın tüm coğrafyasında ki toplumun her yerinde aynen geçerli vasıflardır. Karı koca olmanın İnsan şerefindeki, kadın ve erkek ilişkisinin ana bağı olan sevgi ‘Aşk’ denen gönül sevdası ile başlayan ve devamında, evlilikle taçlanıp ailenin yuvasını özveriyle oluşturan karı ve koca konusunu İslam’ın bakışıyla şöyle bir gözden geçirelim.

*Sevgi bağı:
-"Size kendileriyle huzur bulmanız için, kendi gönlünüze göre eşler yaratması ve aranıza bir Aşk'la sevgi ve merhamet koyması da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz düşünen kimseler için bunda ibretler vardır." (Rum,21.)
“Ey İnsanlar! Biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi aileden topluma kadar yayılan büyük milletler oluşturduk. Muhakkak ki, ALLÂH (cc.) katında kıymetli olanınız ona takvaca en yakın olandır. Şüphesiz ALLÂH (cc.) her şeyin en iyisini bilendir ve her oluşumdan haberdar olandır.” (Hucurat Âyet 13.)
-“Sizlere Eş ve Oğul sevgisi yanında sizlere kıymetli takılar, gösterişli binekler, mal ve mülklere karşı tutkunluk aşkı cazip gösterildi." (Ali İmran,14.)
 Hz. Aişe (R.a) ve İbn Abbas ve El-Makasıdu’l-hasene, 1/658. ve Kenzu’l-Ummal, h. No: 6999-7000; Hâkim, Hatib) den gelen bir Hadis—i Şerif’te deniliyor ki;
-“Kim âşık olur da iffetini korur, bu halini gizleyerek ölürse şehit olarak vefat eder.”
 -"Ümmetimin şereflisi, aşk belasına maruz kalınca iffetini canı pahasına koruyanlardır." (Deylemi)
-"Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek sabredenin günahlarını ALLÂH- u Teâlâ affedip Cennetine koyar." (İbni Asakir)
 Sevgisiz bir karı kocanın aile birliği kurulması ve kurarsa da zoraki bir evliliğin yürümesini kimse devamının uzun süreceğini aklıselim olan düşünemez! Her kitleni kendi içinde bir yöneticisi olması elzemdir. Aile içinde ise, tabiatıyla her zorluğa dayanaklı olan erkektir.

*Aile birliği:
-“Bir evin reisi kocadır; çünkü ALLÂH,(cc.) erkekleri fıtraten kadınlardan her türlü zorluğun üstesinden gelebilme gücüne sahiptirler. Kocalar aile içinde mali sorumluluğu üzerinde olan yöneticilik hakkına sahiptir. İyi kadınlar: ALLÂH’a(cc.) itaatli olan ve kocaları onların her türlü haklarını nasıl korursa, yokluğunda kocalarının hakkını koruyup gözeten kadınlardır. Asilikle dikleşen itaatsiz kadınlara gelince: Onlara önce iyi nasihat edin, vazgeçmezlerse yataklarını ayırın, bununla da uslanmazsa kaba şiddet göstermeden sıkıştırın. Şayet sizlere itaat ederlerse, tatsızlık çıkaracak sorun yaratmayın. Unutmayın ki, her şeyi görüp gözeten en büyük ALLÂH,(cc.) vardır! (Nisa 34)
-"Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin koruyucusudurlar; iyiliği emreder kötülükten sakındırırlar" (Tevbe,71.)
-"ALLÂH-u Teâlâ sizler için, evlerinizi güven içinde kaynaşıp huzur yuvası haine getirmek ister." (Nahl Suresi, 80.)
 -Bir hadis-i şerif mealinde, ALLÂH’ın Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
-"Hepiniz iradeniz altındakilerden sorumlusunuz. Erkek ailesinin içi ve dış ihtiyaç ve haklarından yetkilidir. Kadın, çocukların evin iç işlerinden mesuldür!" (Buhârî, Ahkâm 1, Cum'a11)
"Müslümanların en iyisi, en faydalısı, eşine karşı iyi ve faydalı olandır." (Nesai)

*Evlilik Hukuku:
Kadın haklarının korunması için, dinimiz eşi hakkında adil olması için tek evliliği önermiştir.
-“Yetim bir kızla nikâhlanırken garibin hakkını korumayacağınızdan çekinirseniz onlarla değil de, başka size helalinden durumu uygun olan iki, üç, dört eşle evlene bilirsiniz. Şayet bunların da, hakkını koruyamayacak olursanız, size uygun eş olabilecek bir tanesi ile evlenin. Böylelikle sorunsuz adilce davranmak daha da kolay olur. (Nisa, 3.)
Peygamberimiz (s.a.s.) : "Şüphesiz ki, Kıyâmet gününde, ALLÂH’ın(cc.) katında, emanete hıyanetin en büyüklerinden biri, karıkoca beraber düşüp-kalktıktan sonra, kocasının kadının sırrını yaymasıdır" buyurmuştur. (Müslim, nikâh 21; Davûdoğlu age VN/327 vd.)
a)Çoklu eşliliğin sakıncaları:
Ve öyle ki, ne kadarda adaletli olsanız da yine onların istediği adaleti veremeyeceğimiz için uyarmıştır şöyle ki:
-“Siz kocalar, ne kadar isteseniz de eşlerinizin istediği gibi kusursuz bir eş olamazsınız! Ve birine aşırı ilgi gösterip de diğerine soğuk davranmayın! Amma takvanızla aralarında ki alakada adil olursanız; muhakkak ALLÂH(cc.) sizleri hoş görü ile bağışlayıp esirgeyecektir!” (Nisa,129.)

b)Eşler evine karşı sorumlu olması:
-“Ruhbanlık yoktur! Sizler kendi kendinizi öyle şartlandırıp da, geceleri ibadet, gündüzleri hep oruçla meşgul olma! ALLÂH’tan(cc.) kork; ailenin sende hakkı vardır, bedeninin sende hakkı vardır, misafirinin sende hakkı vardır. Sorumlu olduğunuz herkesin hakkını verin.” (Ahmed, Bezzar, )
-"Geçimini sağlaması gerekenleri ihmal etmek, insana günah olarak bunlar yeter" (Ebû Dâvût Zekât 45)
 İyâz b. Hımâr el-Mucâşiî (Radıyallâhu anh)’dan rivâyet edilmiştir: -Resulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’i şöyle buyururken işittim:
“Cennetlikler üç kısımdır:
1-Kuvvet sahibi, adaletli, sadaka verici, muvaffak kılınmış bir kimse!
2-Her akrabaya ve Müslüman karşı ince kalpli, merhametli olan bir kimse!
3-Ailesi olduğu halde nefsini kontrol ederek namuslu davranan kişidir."

*İslam’da kocanın kadın ve aile üzerinde ki hakları-
 a)Ailenin önemi:
-“ALLÂH-hu Teâlâ size kendi cinsinizden eşler var etti. Eşlerinizden de oğullar ve torunlar verdi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı.” (Nahıl, 72.)

b)Aile hukuku:
-ALLÂH’ın(cc.) Resulü Efendimiz (As.) aile geçimi için, Muaviye b. Hayde'den rivayet olunduğuna göre şöyle demiştir:
-“Ya Resulallah (A.s) kadınlarımızın bizim üzerimizdeki hakkı nedir? Dedim.
-“Yediğin gibi onu da yedirmek giydiğin gibi onu da giydirmek, acımasızca dövmemek, onu zaaflarıyla kötülememek ve bir de darılıp kızdığın anlarda bir müddet istersen evinin için de ondan yatağını ayırmaktır.” (Ebu Davut, Nikâh,12.)

*Kadının hukukunu korumak:
"Kadın haklarını hassasiyetle yerine getirme konusunda, ALLÂH’ın(cc.) öfkesine maruz kalmaktan korkunuz. Zira siz onları ALLÂH’ın(cc.) bir emaneti olarak aldınız!” buyuruyor. (Müslim, Hacc, 147; Ebû Davud, Menasik, 56.)
 Nitekim Efendimiz (S.A.V.) Nitekim veda hutbesinde buyurduğu gibi:
-“Ey insanlar! Kadınların haklarına dikkatle riayet etmenizi ve bu hususta ALLÂH’tan (cc.) sakınmanızı size tavsiye ederim. Siz kadınları ALLÂH’ın (cc.) birer emaneti olarak aldınız. Onların namuslarını korumak için ALLÂH (cc.) adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır.” (Kaynak: Tirmizî, Tefsîr Tevbe, (3087.)

Kadına güzel anlayışla iyi geçinmek:
-“Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz!” (Buhârî, Enbiyâ 1, Nikâh 80; Müslim, Radâ’ 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ` 11, Tefsîru sûre (9) 2; İbni Mâce, Nikâh 3).
-“Kadınlarınız hakkında ALLÂH’tan (c.c) korkun; onlarla güzel geçinin! Çünkü siz onları ALLÂH’ın(c.c) emaneti olarak aldınız ve ALLÂH’ın(c.c) emriyle onları kendinize helal kıldınız. Bu durumda onların sizde, sizin de onlarda hakkı vardır.” (Nesai)
-"Kadınlarınızla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmıyorsanız, içinize sindiremediniz durumlarda ALLÂH (c.c) birçok hayırlı hikmet yaratmış olabilir." (Nisa, 19.)
-“Eğer ki bir kadın, kocasının geçimsizliğinden şikâyetçi olursa, aralarında ki sorunların çözümü için sabırla feragat ederek mütemadiyen uzlaşmanın kolayını bulmalıdır. Çünkü karşılıklı uzlaşma en iyi yoldur; insan fıtratın da nefsin bencil hatalarının getirdiği birçok zaman, zaman sıkıntıları vardır. Amma bir birinize azcık anlayışlı güzel davranarak sorumluluğunuzun farkında olursanız, hakke ten ALLÂH,(cc.) için ne yaparsanız her şeyden haberdardır.” (Nisa,128.)
-“Sizlerin toplumda ahlaken en hayırlınız, Aile etrafınızla uyumlu geçinenlerdir.” (İbni Hibban, Nikâh. ıx,484. No. 4177)
 
-“Onlarla iyilikle konuşarak anlaşın.” (Talak Âyet 6.)
-“Hanımlarınızı üzmeyin Onlar, ALLÂH-u Teâlâ’nın size emanetidir ALLÂH’ın(c.c) emanetine yumuşak olun, iyilik edin!” (Müslim)
-“Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır." (Tirmizî Radâ', 11; Ibn Mâce, Nikâh, 50.)
-"Bir kimse karısına kin beslemesin Onun bir huyunu beğenmezse, başka bir huyunu beğenir." (Müslim, Radâ', 61.)

İnsana yakışmayan kadına şiddet yoktur…
-"Kadınlarını döven o’ kimseler, insanlıkta hayırlınız değildir.” (Ebû Dâvud, Nikâh, 42.)
-"Hanımına kötülük edenin, Kıyamette hasmı ben olurum!" (R.Nasıhi)

*Erkeklerin, on beş konuda Hanımlarından beklentileri:
 1-Hanım anlayışlı ve hoşgörülü olmalı,
2-Karşılıklı ilişkilerde sevgi ve saygıyı ön planda tutmalı,
3-Aile yakınlarıma saygılı davranmalı,
4-İşten eve sinirli gelebilirim, böyle durumlarda anlayışlı olmalı,
5-Kabul etmediğim bir konuda beni iknaya uğraşmamalı,
6-Problemleri çözmek için peşin hükümle inatçı bir tavırda olmamalı,
7-Küçük şeyleri büyütüp içinden çıkılmaz hâle getirmemeli,
8-Beni olduğum gibi kabul etmeli ve bana göre davranmalı,
9-Kararlarıma ukalâlık etmemeli,
10-Evliliğimizi başkaların evliliği ile karıştırmamalı,
11-Aşırı beklentilerle, hayalci olmamalı,
12-Sahip olduğumuz geçim imkânına kanaat etmeli,
13-Sadece kendi aklına, mantığına ve kabiliyetine güvenerek davranmamalı,
14-Az ve yerinde konuşmalı,
15-Yorgun ve gergin olduğum anlarda, benden zaruri istekte bulunmamalı!

 *Kadının Kocasına karşı görevleri-

a)Ailede ki eşit sorumluluk:
-“Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakkı olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde meşru hakları vardır. Fakat erkek kadından fıtraten ve âile üzerinde mesuliyet itibarı ile üstün bir hakkı vardır. ALLÂH’ın (cc.) sıfatı her şeyden yücedir; verdiği hükümler de hikmet vardır.” (Bakara Âyet 228.)

b)İdeal Eş:
ALLÂH (cc.) ve Resulü (A.s) buyururlar ki…
-"Kadınların en iyisi, çocuk doğuran, kocasına sevgi ve şefkat gösteren, namusuyla iffetine sahip çıkarak aile içerisinde onurlu ve disiplinli, kocasına karşı ise itaatkâr olandır. O’ kadın ki, güzelliğini başkasından saklayıp sadece kocasına gösteren, Kocasının sözünü dinleyip söylediklerini yerine getiren, kocasıyla yalnız kaldığında kendini ona bırakandır. Düzensiz kılıkla perişan dolaşan erkekler gibi, kocasının karşısına kılık kıyafetine çeki düzen vermeden pasaklı çıkmayan kadınlardır.” (Mekarimu'l-Ahlâk, s.229.)
 Sahabeden Hz. Peygamber (As.) sorulur ve buyurur ki:" Hangi kadın daha hayırlıdır" diye sordular. Şöyle buyurdu:
-"Kocası kendisine bakınca, yüz ve Ruh güzelliğinden ona neşe ve sevinç veren, ne emrederse itaat eden, Ailenin maddi ve manevi unsurlarını kollayıp gözeterek dışarıya karşı sırlarını vermeyen ve kocasının sevmediği hususlarda ona sorun çıkarmayanlardır."
(Ahmed b. Hanbel II, 251, 432, 438 -Ebu Davud, Zekât, 38 -İbn Mace, Nikâh, 5.)
-"İyi kadınlar, ALLÂH’a (c.c) itaat eder ve kocalarının haklarını gözetir. Kocaları yokken, onların namuslarını ve mallarını, ALLÂH’ın(cc.) yardımı ile korurlar.” (Nisa, 34.)

c)Kadının kocasına naz etmeden nefsi arzusuna cevap vermesi:
-“Bir erkek, ihtiyacı için hanımını çağırdığı vakit ‘çok meşgul bir işte olsa bile’ derhal kocasının nefsi ihtiyacına ‘İslami ölçülerde’ cevap versin!”(Tirmizi)
-“Kadın, kocasının yatağını terk edip gecelerse sabaha kadar melekler ona lanet eder.” (Buhârî ve Müslim)
-“Kadın, kocasından izinsiz olarak nafile oruç tutamaz. Eğer tutarsa, aç ve susuz kalmış olur; sevap kazanamaz. Kocasından izinsiz evinden dışarı çıkamaz. Çıkarsa, gökteki melekler, geri evine dönünceye kadar ona lanet eder. (Taberani)
 Kocası evde yoksa hanım evinden sorumludur;
-"Kadın, kocasından izinsiz eve kimseyi alamaz." (Taberânî)

ç)Kocaya itaatin önemi:
-"Eğer İnsan insana secde edilmesi gerekseydi, kadının, kocasına secde etmesi gerekirdi. Çünkü ALLÂH,(c.c) erkeği fıtraten kadından üstün yarattı." (Nesâî, Tirmizî, Ebu Davud, İbni Mace, İ. Ahmed, Bezzar, Hâkim)

d)Kocada olsa, Kul’a itaat sınırlıdır:
-"Eğer yakınların seni haram, helal mi, hakkında ki bilgiye sahip olmadığın günaha yönelen işlere seni sevk ederlerse onların buyruğunu uyma! Onlarla diğer konularda iyi geçinmeye bak. Dikkat edin; hepinizin dönüşü bana olacak! O' zaman sizlerin hükmünüzü haber vereceğim!"
 (Lokman,15.)
-“ALLÂH’a(c.c) isyan olan yerde kula itaat yoktur; itaat, ancak meşru olan hususlarda itaat gerekir.” (Buharî, Âhad, 1.Riyâzu’s-Sâlihîn)
 -“Kadın üzerinde en büyük hak sahibi kocasıdır, erkeğin ise anasıdır.” (Hâkim)

e)Kocaya hizmet fazilettir;
Peygamberimiz, (A.s) bir başka hadisinde kocalarına her haline sabredip uyum içerisinde yaşayan kadınları müjdelemiş ve şöyle buyurmuştur…
-"Her hangi bir kadın, “İslamî şartlar içinde” kocası kendisinden razı olarak vefat ederse, Cennete girer." (Tirmizî, Radâ 10, 1161)
-"Kocasına, hac, cihat ve ilim konusunda yardım eden kadına ALLÂH,(cc.) Hz. Eyüb'ün (A.s) hanımının sevabını verir." (Mekarimu'l-Ahlâk, s.230)
-"Kadın, beş vakit namazını kılar, Ramazan orucunu tutar, namusunu korur ve kocasına itaat ederse, ona >Hangi kapısından dilersen oradan cennete gir!> denilir."
(Ahmed bin Hanbel, Müsned, 1/191, h. No: 1661.)
-“Kadınların kocalarına hizmet etmeleri, ALLÂH’ın (c.c) yolunda cephedeki düşmanla savaş etmiş gibi sevap kazandıran faziletli bir görevdir.” (Taberani)

*Konuyu biraz açarsak:
a-Yüce Rabbimize kadın ve erkek kulluk yönden eşit konumdalar; fakat hangisi “takvaca” daha samimi davranırsa o’ üstündür. Eşler âile yükünü “herkes kendi vazifesine göre” birlikte üslenerek toplumun kurumsal çekirdeğini oluşturur ve özel kazanılmış haklarıyla saygın bir yeri vardır.
 b- İslam Dini kadınlar için annelik vasfıyla yücelterek değer vermiş; öyle ki, Cenneti annelerin ayaklarının altına yani onların razı olmalarına bırakılmıştır. Dünyada kendisine en çok iyilik yapmamız gereken annemiz olarak bildirilmiş, anne hakkının çiğnenmesi dünya ve âhrete sıkıntılara uğrayacağına dair bizlere ikaz edilmiştir.
Ayrıca kız çocuklarının toplumlarda ikinci plana itilmesi İslam dininde engellenmiş; iki kız çocuğu ahlaklı şekilde eğiterek yetiştirilmesi neticesinde bu kız çocukları büyütenlere de Cennet müjdesi verilmiştir.
 c-Kadının yaratılış özelliği ön planda tutulmuş, erkeğin toplumdaki sorumlulukları da ifade edilmiş ve her iki çiftlerin faydasına göre ailenin geçimi öncelikle erkeğe yüklenmiştir. Bu hususta kadının değeri zaaflığından değil; aksine ona verilen kıymetine işarettir. Ayrıca kadınların doğal yapıları sebebiyle aybaşı (adet) dönemlerinde kendilerinden namaz, oruç gibi bazı ibadetlerine ara vererek tutamadıkları oruç ve namazlarını sıhhatli başka bir zaman da kaza etmesine hüküm getirilmiştir. Çünkü bu kolaylıklar kadınları aşağılamak değil; kendilerine özel bir fıkıh en tolerans tanınmıştır.
 ç-Toplumların bir çoğun da yanlışta olsa, çok revaç gören erkek olarak yaratılmanın bir ayrıcalık olunduğu Yüce yaratıcının Kur’anın da kesinlikle kabul edilmemiş. İnsanların Âdem ve Havva olarak, birbirlerine tamamlayan varlıkta ki aynı cins olarak erkek ve dişiden yaratıldığı ifade edilmiştir. Bazı kişilerin kendilerini özel vasıfla tanıtarak övünülmesi kınanmış ve üstünlüğün yaratılış özelliklerinde değil; anacak asıl üstünlüğün takva ile ALLÂH’a karşı bağlı saygıya ve onun emirlerine riayet ederek yasaklarından kaçınmaya değinilmiştir.
 d-Birçok toplumda ve özellikle günümüzde de bayanlara yapılan, büyük haksızlıklardan biride kadınlık iffetlerini kötü emelle fuhşa itelenmemeli ve sanki bir eşya gibi farklı ortamlarda kullanmayı İslam dininde haramla yasak kabul edilmiş ve ırz ve namus değerleri en özgür temel haklardan sayılmış; onun için korunması ve gözetilmesine dair gerekli kaideler getirmiştir. Böyle bir hak ihlali sonunda, ailenin medeni yasal hakları çiğnenerek kamu vicdanını sıkıntıya sokar; öyle ki, aile hayatında ki bozukluk milleti topyekûn sosyal çöküşe sürükler. Ve ötede, bu tür ihlallerden dinimiz âhiret hayatında da, cezasız kalmayacağından şimdiden pek çok defa uyarmıştır. (Alıntı)

*Kadının kocasına karşı başlıca görevleri:
1-İtaat: Kadın kocasına karşı “kıskançlığa düşmeden” ilk önce güven sadakatiyle ona bağlı olmalı.
2-Kocasına sağlam bir sevgi ile bağlanmak ve kadınlık sorumluluğunu gereğince yerine getirerek onun erkeksi hislerine cevap vermeli.
3-Nezaket: İyi bir kadın kocası ile iyi geçinmenin yolun da sabrederek nezaket ve yumuşaklığı elden bırakmamalı.
4-Sabah işe giden kocayı hanım, yatağında ayağı ile bay, bay edercesine yolcu etmemeli. Çünkü onu günün başarısı için, kapıda güzelce uğurlamalı. Akşam işten dönen koca, eğer gergin ise onu tatlı dille bir müddet istirahat etmesini sağlamalı.
4- Onuru korumak: Kadının en önemli görevlerinden biri kocasının adını toplumda lekelememektir. Kocasının tasvip etmediği ve dine uymayan kıyafetle dışarıda kırıtarak dolaşmaması ve kocasının kişisel özel sırlarını başkasına vermemeli.
5- Kadın kendi kocası ve çocuklarına ait dışa karşı namus şerefini, hak ve hukuku, evini malını koruyup gözetmeli.
6- Geçimlerini zora düşürecek fantezi alış verişlerden kaçınıp gelirlerine göre hayatlarını idare etmesini bilmeli. Kocasının olmadık imkânlarını zorlayıp da “huzurlarını dara düşürmeden” idareli olmayı bilerek gereksiz israftan sakınmalı.

 *Mutlu bir Aile yuvası için kocalara 14. önemli Altın tavsiye:
 -1.“Kadınlar kadar, erkeklerin de görev ve sorumluluğunu bildiren İlâhi emirleri daima birlikte hatırlayalım; unutmayın siz onları sadece anne ve babalarından değil; ALLÂH’ın (cc.) bir emaneti olarak aldınız.”

Nitekim Efendimiz (S.A.V.) bir hadislerinde:
-1."Kadın haklarını hassasiyetle yerine getirme konusunda, ALLÂH’ın(cc.) öfkesine maruz kalmaktan korkunuz. Zira siz onları ALLÂH’ın(cc.) bir emaneti olarak aldınız!” buyuruyor. (Müslim, Hacc, 147; Ebû Davud, Menasik, 56)
 -2. Ailede sohbet bir ihtiyaçtır. Evinizde eşinizle muhabbet dolu neşeli sohbet atmosferi meydana getirin ve onunla sohbet edin. Güzel söz ve iltifatın eşinizin sizden beklediği sadakat gıdası olduğunu unutmayın.
-3. Hanımınızın evinizdeki fedakâr gayretlerini daima takdir ettiğinizi hatırlatın. Ev işi ve çocuk bakımında biraz müsait olduğunuz da, ona mutlaka yardımcı olun.
-4. Kendi anne-babanıza, akrabalarınıza gösterilmesini istediğiniz saygı kadar, onun da anne, baba ve yakınlarına hürmetkâr olun.
-5. İş hayatınız ne kadar yoğun ulursa olsun; mutlaka eşinize ayıracağınız “arada bir” sosyal özel vaktiniz olsun.
-6. Evinizin kapısından içeriye girdiğinizde işyerinde yaşamış olduğunuz problemleri kapının dışına atarak içeriye mütebessim bir çehre ile girin.
-7. Arada sırada ufak da olsa, sürpriz hediyelerle eşinizin gönlünü alın.
-8. Aileyi ilgilendiren konularda eşinizle istişare etmeyi ihmal etmeyin. Karar verdiğiniz “aileyi ilgilendiren” bir takım işleri onlardan gizli yapmayın.
-9. Çocuklarınız da olsa, kimsenin yanında onu azarlamayın ve onu rencide ederek çevrenize şikâyet etmeyin.
-10. Eşinizi aşırı kıskanarak veya onun çevresini dışlayarak huzurunuzu bozmayın.
-11. Hanım ve çocuklarınıza kötülük yapmayın; bir hataları varsa usulen yaptıklarının yanlış olduğunu izah edin. Şayet anlaşmazlıktan geliyorlarsa, sert sözlerle ikaz edin; ama şiddet uygulayıp onları dövmeyin.
-12. Ailenizde hatalar ararken, sizin de mükemmel ve kusursuz bir kişi olmadığınızı sakın unutmayın.
-13. Ailenize ne kazak erkek, ne layıt erkek olun; geçim etmesini bilen ve yerine göre ailenin bir büyüğü olduğunuzu unutturmayın.
-14. Çocuklarınızın kişisel ihtiyaçlarını gidererek sorumluluktan kurtulduğunuzu zan etmeyin; sevgi alakanızı hissettirin ve onları arkadaş gibi sorunlarını paylaşarak “bu gün ne yaptınız” diye günün yorumunu alın. En iyi şekilde olması için “size ve topluma karşı” eğitimlerini takip edin. Çocuklar arasında adaletli davranın.

*Aile hayatında geçimin fazileti:
-"Kişi, hanımının ve çocuklarının rızkını karşılamak için çalışmaya çıkarsa, Allah yolundadır. Yaşlı anne ve babasının bakımını sağlamak için yola çıkarsa, Allah yolundadır. Nefsini harama karşı korumak niyetiyle çalışmaya çıkarsa, Allah yolundadır. Eğer insanlara gösteriş ve başkalarına öğünmek için yola çıkarsa, Allah yolunda değil, şeytanın yönlendirdiği yoldadır."
Hadis-i Şerif ( Taberani )
-“Kim nefsini dilencilikten korumak, çoluk çocuğu ailesinin nafakasını temin etmek ve fakir komşularına yardım etmek için helâlinden kazanırsa, o kimse kıyamet gününde ALLÂH’ın (c.c) huzuruna yüzü ayın on dördü gibi parıl, parıl parladığı halde temiz varır.‘’ (Ebu Şeyh, Ebu Nuaym, Beyhakî ve Ebu Hureyre'den)
-“Bir adam ALLÂH’ın (cc.) rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur.” Buhârî, Îmân 41, Megâzî 12, Nefekât 1; Müslim, Zekât 49. Ayrıca bk. Nesâî, Zekât 60.)
-"Haklı iken de, münakaşayı terk edene, Cennette bir köşk verilir." (Taberani)
-"Başkaları ile iyi geçinmek aklın başıdır." (Beyheki)


-Herkesin çevresine karşı duyarlı olması:
-"ALLÂH,(c.c) kuşkusuz adaleti, akraba ve yardıma muhtaçlara iyilikle yardım etmeyi emreder. Hayâsızlığı, zalimliği ve şımarıklığı yasaklar. İyi düşünüp tutasınız diye sizlere böyle öğüt verir." (Nahl,90.)
-Şüphesiz ALLÂH,(c.c) ve Resulü (A.s) doğru olanı bilerek söyleyenlerdir.

 ***
Milletimizin karı ve kocanın aile içerisinde nahoş yaşanan hak ihlallerinde ki, dramatik olayları her geçen gün daha çok çevremizde ve basından maalesef derinden her birimiz üzülerek duyup görüyoruz. Çünkü insanda merhamet yoksa fertten aileye, toplumdan devlete, uluslardan dünyaya huzur yoktur. Ne yazık ki bizlerden olmayan milletlerin yasa ve geleneklerini illegal güçler tarafından dış bağlantılı çeşitli yayın ve kuruluşların birlikte organize çirkef amaçlı çalışmalarını sinsice halkımıza sevecenlikle alıştırarak edilerek kadına ve çocuklara yönelik şiddetin sebebi asla İslam dini değildir. Gereğince uymadığımız dine yakıştırmak ancak İslam’a aykırı yaşayanların hoş olmayan işlenen suçları garip kalan İslam’a yüklenip mal edilme ideasına çalışılması büyük vebaldir. Günümüzde kadın haklarına yönelik gerçekleştirilen saldırıların nedeni asla İslam’ın aile kültürüyle hiçbir yönden alakasını bağdaştırılamaz! Önce kendi içimizdeki çelişen sorulara meydan vermeyelim ki, çevremizdeki yakınlarımız bizlerden razı olursa, diğer insanları da imrendirecek güzel bir örnek teşkil etmiş oluruz. Malumunuz gün geçmiyor ki her bir yandan karı, koca cinayeti ve boşanma haberlerini duydukça, her birimizin içi sızlamaması elde değil. Kendinden başkalarına sevgi yoksa hak, hukuk adalet denen anlayışta yoktur. Bundan yarım asır veya da önceki yıllarda ailevi olaylardaki yaşanan kötü halimiz, bu günkü kadar çurpuk ve acıklı değildi? Milletçe, eski düzenimiz her geçen gün bozuldukça, git gide daha da kötüye gidiyoruz. Türk halkımızın milli ve manevi geleneklerine millet ve devletçe sahip çıkmazsak eğer, yarınlarımıza hangi ithal yasaların güvencesiyle birlik beraberliğimizi koruyarak sahip çıkacağız? “Neme lazım” diye başkalarının uğradığı haksızlığı boş verip geçemeyiz! Başkalarının ailesi bizim ailemiz ve onların mutluluğu bizlerin sevinci olmalıdır. Bu coğrafyada yaşıyorsak eğer, birbirlerimizin sorunlarına yardımcı olmaya çalışmalıyız; çünkü biz AZİZ bir milletiz. Selam ve Dua ile…
Müellifi: Aydın Suyak