19 Şubat 2017 Pazar

Seslerin Hikmeti ?




-Sesin Tanımı:
Ses, titreşimlerden oluşan bir duyu hislerinden yoğunlaşan enerji türüdür. Çevremizde ses çıkaran birçok sayısız varlık vardır. İnsanlar, Hayvanlar, Araç, Su, Rüzgâr ve bunlara bağlı meydana gelen doğal ses örnekleri vb. pek çoktur. Elle tutulup gözle görünmeyen, ses dalgalarını oluşturan titreşimi akseden tınlamaların (db) desibel vurgusuyla, hızındaki frekans (KHz) gücünü yansıtan bir dizi yayan enerjik oluşumdur.
Kendine özgü yapısından, ses çıkaran varlıklara doğal, ana ses kaynakları denir. Ses kaynaklarının ses çıkarabilmesi için, titreşim yayması gerekir. En basit örneğin de, Müzik aletlerinde bunu çok net görebiliriz. İnsanların ses çıkarması da gırtlak titreşimiyle olur. Gırtlağımızda bulunan ses telleri akciğerlerimizde bulunan hava ile titreşerek ses çıkmasını sağlar. Diğer varlıklar, insanların ses algılama ve yayama fonksiyonları enerjik ses iletişimleri bizlerden çok daha kat, kat fazla ve kendi aralarında değişken yapıya sahiptirler.

*Sesin alana yayılması:
-Duyduğumuz her ses, bizlerin duyacağı hız tınlama ölçülerinde, kulak tarafından algılanabilen, esnek fiziki ortamda yayılan mekanik titreşim dalgasıdır.  Havada ki görünür ve görünmez hareketli ve hareketsiz çeşitli gaz enerjik birikimlerinin pek çoğu sesin yayılmasına elverişli bir ortam oluşturur. Böyle bir ortamda oluşturulan bir enerji hareketliliği bir noktada ani bir sonik basınç yükselmesine yol açar. Ortam fazla dar olduğundan sesin sıkışma durumunda, tamamen hapsolup kaybolmaz; kısmen de olsa birazı dışına vurur.  Sıkışan bölgede, sonik engel olan duvarlar azda olsa müsait olduğunda, yayılmaya başlar ve karşı en yakın yamaç bölgelere basınç yaparak yüksek dese belli aks ekosunu meydana getirir. Bu durum periyodik bir biçimde yenilenir. Sonuç olarak her bölgeden birbirini izleyen sıkışmalı ve yumuşak ses dalgaları geçer. Bu dalgalar uzun dalgalardır; bir başka deyişle, ortamın parçacıklarının titreşim hareketi dalga hareket hız doğrultusundadır. Bu dalganın ortam içindeki hızı, ortamı oluşturan maddenin yoğunluğuna ve denge basınçla, özgünleşen ısısına (gazlar için), esnekliğine (katı ve sıvılar için), sıcaklığa ve dalganın frekansına bağlıdır. 0o C sıcaklıkta ve deniz yüzeyi basıncındaki kuru havada sesin hızı saniyede 331,28 m’ tir.(Bu değer 1986 tarihli araştırmalar da belirlenmiştir). Sesin hızı deniz suyunda 1,490 m/s çelikte ise 5 m/s sesin özelliğinde ki sonik gücüdür.

-Sesin Doğaya etkisi:

Son zamanlardaki, teknoloji ve araştırmalardaki gelişmelerle insan bedeni ve beyni üzerinde sonik dalga formlarının ve onların etkileri konusunda geniş ve zengin bir bilgiye ulaşılmıştır. Var olan, evrendeki her şey titreşimsel bir doğaya sahiptir. Her bir nesnenin hücresel şekliyle titreşim frekansı arasında direkt bir kontağı vardır. Bizim perspektifimizden sizler, ışık ve ses de dâhil olmak üzere birbirine bağlı birleşik enerji alanlarısınız. Bedeninizin organlarını ve sistemlerini oluşturan çeşitli hücreler, diğer hücrelerle uyumlu ses titreşimleri oluşturduğu enerjisini yayarak hücresel “Rezonans” tınlaşımların birbirleri ile iletkenlik bağalarla mesaj kurmaya yol açarlar.
Tıbbi alanda, yaygın kullanılan çeşitli sesin sonik titreşimli frekansları kullanan insanın, biyolojik tepkimesinin daha önceki etkin kanıtlarından bazı seslerin fizyolojik sistemlerdir. Örneğin: Kalp atım hızı, solunum ve Galvanik deri rezistansı (GSR), Elektro biyografi-kasların kasılmasını sağlayan elektriksel aktivitenin izlendiği ve yorumlandığı kas incelemesi (EMG), Elektroansefalogram. Kafatası yüzeyinde çeşitli noktalar arasındaki elektriksel potansiyel farklarının kaydı, (EEG) Elektrokardiyogram (EKG), vücut derecesi ve diğerleri gibi, tedavi sonuçlarına yön verecek yapılan test algıları üzerinde doğrudan etkisi bulunmuştur.

-Âlemleri halk eden Rabbin buyurduğu gibi:
“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır. (Bakara: 164.)
“İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.”(Al-İ İmran: 7.)

 *Sesin canlı varlıklar üzerindeki etkisi:
Yüce yaratıcı ALLÂH-u Zülcelâl evreni yarattığından beri, her bir canlı ve cansız varlıkların kendine göre doğaüstü fıtratında özel yapıda, iletişim yayan sesli ve bedensel fizyolojik hareket dili vardır. Her bir varlık seslerin dili ile kendi aralarında iletişim kurarlar. Bütün varlıklar, karşısındakilere sergiledikleri iletişim sesi ile birbirlerinin davranışını anlama ve hangi cinsten olduğunu tanıma kabiliyetlerini ALLÂH Teâlâ sonsuz kudretindeki ilminden onlara daha doğmadan henüz ilk oluşumlarında, ileriki yaşamlarını kolaylaştırmak için, her bir nesneye göre içgüdüsel hisle bilinçlerine yerleştirmiştir.
İnsan hayatında, her toplumun kendi yöresel ses dili ile İnsanlar ve hayvanlar arasında, çeşitli dil sözlerini geliştirerek sesli iletişim kurmuşlardır. Her canlı nesne kendi ses dillerini vererek kendi cinsleri ve diğer varlıklarla iletişim bağı kurmuşlardır Ve kendilerini isteklerini olumlu ve olumsuz bütün bildiri mesajlarını karşı tarafla irtibata geçerek iletmişle duyurup yönlendirmişlerdir.

-Eşsiz yaratıcı İlâhın İnsanlığın atasından beri, gelmiş geçmiş Nebilerine ve bütün sevgili Evliya kullarının bazılarına özel yetenek bahşederek bütün varlıklarla sesli konuşma ilmi hikmet vermiştir.

-Nitekim Cenab-ı Hak Kerim kitabında buyurduğu gibi:

"Andolsun Davud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. Ey dağlar, onunla beraber tesbih edin ve ey kuşlar (siz de). Ve ona demiri yumuşattık.", "Geniş zırhlar yap, dokumasını ölçülü yap ve (hepiniz) iyi işler yapın. Çünkü ben, yaptıklarınızı görmekteyim, diye vahiy ettik." (Sebe, Süresi: 10-11.)

 "Sonra da Biz, onu Süleyman'a hemen iyice kavrattık. Ve hepsine yasa ve bilgi verdik. Davud'la beraber Allah’ı noksan sıfatlardan arındırsınlar diye, dağları ve kuşları buyruk altına aldık/onları insanların yararlanacağı ölçüler içinde yarattık. Ve Biz yapanlarız." (Enbiya/ 79)
 Âdemoğlundan buyana, işlenen bütün seslerin kullandığı dil farkı ve kişileri kim ne olursa olsun; içirdiği duygusal manaların bulunduğu alanlara negatif ve pozitif manen ve maddeten büyük ve uzun süre kalıcı tesirleri vardır. Bunu gizemle karşılaşan pek çok İnsanlar, güncel hayatında sıra dışı yerlerde, defaten tecrübe edinerek fark edip bilmişlerdir. Ve halkın tabiri ile lanetli veya kutsal yer bildikleri bölgedeki mekânların içerisinde, gördükleri kötülükler ve buldukları huzur bakımından keşfedip isimlendirmişlerdir.
-Kelamı Ekber’in buyurduğu gibi: “(Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönüp gerçeği anlamazlar!” (Bakara:18.)

*Sesin İnsanlar üzerindeki etkisi:
Dünyada uzun yıllardan beri, İnsan hayatına sağlıkta hizmet amacı ile doğa seslerini müzikalleştirerek “Rezonans” tedavisine, paralel olarak bilim alanında uygulamasına “psikoakustik” adı altında yeni bir bilim dalı oluşturulup böylelikle ortaya çıkmıştır. Bu alanın gözdesi ses gücü “sonik” titreşim, seslerin bilinçaltı tepkimelerle fiziksel uyarıları duyguları iteleme etkisi ile tedaviyi hızlandırma çalışmalarında, alternatif olarak hastalara kullanılmakta ve olumlu sonuçlar elde edilmiştir.
Duygusal âlemde ise, nesneyi hangi davranışa doğru hareket etmesine reaksiyon şeklini almaktadır. Duygular da sesin titreşimin yaydığı mesajlara bağlıdır. Duygular kanın kimyasında değişikliklere sebep oldukları gibi, solunum modelinin ve kandaki oksijen düzeyinin değişmesine de yol açarlar. Sürenin devamında tüm duyguların kontrol ettiği bir sesin titreşim imzasına sahip olduklarını keşfedeceksiniz. Duyguların bastırılması bedenin kimyasında şiddetli bir geri itmeye neden olur. Duyguyu daha net bir şekilde anlamak için, kendinizi bileşik tınlaşımların “Rezonans” Terapi seanslı tedavilerin son zamanlarda,  olumlu sonuçlara cevap vermesinin önemini bir enerjik titreşim alanı olarak görmenizi ve duyguların ses diline bilinçaltı sahip olduklarını kabul etmenizi öneririz. Farkında lığınızı kabullenerek, bedeninizdeki duyguları tutan bölgelerini kapsamasına izin verin; böylece onlar size rahatlık verecek doğal işlevseline salıvermeyi kolaylaştırabilirsiniz.

Aslında bedeniniz yürüyen bir senfonidir; birçok gücün birlikte yarattığı bir sabit dalga kalıbıdır. Bedeninizi oluşturan bu sabit dalgalar dünya ile tınlaşımlar üzerinden iletişim halindedir. Ve ayrıca dünyanın geçirdiği çok farklı değişimden etkilenmektedir. Dünya her geçen zamanla, enerjilerin teknolojik geçişle büyük bir değişim dönemindedir; tınlaşım Rezonansları değişmekte ve sürekli yeni bir enerji dengesini kurmaya çalışarak mevcut sistemini geliştirmeye doğru ilerlemektedir. Bu yüzden bedeninizin tınlaşım “Rezonans” alanları da atom altı düzeyden ve hücresel düzeye kadar yeni bir denge haline geçmekte, bu da tüm organlarınızı enerjik olarak etkilemektedir.
Bu karmaşa büyük bir içsel biyolojik gerilime sebep olmakta, bazen hastalık, bazen yorgunluk, bazen de çalkantılı depresyon halleri şeklinde tepki vererek Ruhsal rahatsızlıklara yol açmaktadır. İnsan sağlığını bozan etkenlerin tespitini ve çaresini tıbbi ve dinsel inançlarla, çözüm arama eylemine itelemektedir.

-"Hani, gönülden gönülle bir yol vardır bilinmez" deyiş var ya, bunun bir çeşidini sofiler tasavvufta, "Rabıta" adını verir. Kişilerin iç dünyasında ki duygusal seslerin iletkenliği mana değerine göre sahibine, iyi veya kötü enerji birikimini   depolar. Fakat daha sora da deşarj olmak için, olumlu ve olumsuz davranışlarını çevresine yaymaya başlar. Aslında bütün doğa dilini kapsayan duygusal ifade yansımaları genel bir metafizik iletişim yoludur.

-Kâinatın yegâne sahibinin buyurduğu gibi:
"Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.” (Hac:46.)

 *Müziğin İnsan üzerindeki etkisi:
Doğada ki Su, Hayvan, Rüzgâr ve araçların doğal müzikal sesleri gibi, varlık seslerinin yarattığı olumlu etkilerini, son zamanımıza kadar bilim adamları defalarca, İnsan ruhuna “duayen” pek çok tecrübesine varılmıştır. Birçok İnsan kendi ruhi yapısına göre, motive olarak mestane bir şekilde zevk alarak huzur veren halveti ile dinlemiştir. Örneğin orta çağda, batı ve birçok toplumlar ruhi rahatsızlık geçiren bir hastayı içine “Şeytan girmiş” diye yakıldıklarını tarihler belirtiyor. Bu konuda, uzak doğuda ki toplumları doğa seslerinde ki mucizevî faydalarını asırlar öncesi tespit ederek, kendi halklarına uygulamalarında o, kadar yaygınlaştırmışlar ki, haberleşmeden tut inançların ayinleri ile kaynaşmıştır; çünkü dinsel ayinlerin içine bile çeşitli müzikal araçlar kullanarak bunların “Rezonans” tınlamalarında, “motivasyon” adaptenin olmasa olmaz, bir parçası olarak kendi aralarında gelenek haline getirmişlerdir.
Bizim İslâm toplumumuz bu tür hastaları doğanın ve müzik araçlarının çeşitli ses senfonisin dinleterek pek çok hastalarını fevkalade, eski sağlına kavuşturarak çok başarılı bir şekilde tedavi etmişlerdir. Yerinde ve doğru uygun Müzik türünü dinleterek, iş ve eğlence, sağlık, savaş ve dinlenme alanlarında insanları pozitifçe motive etmek için, en uygun olanı bilinçli bir şekilde seçilerek tınlama yapan sonik Enstrümantal materyallerini kullanmışlardır

-Tasavvufi alanda etkisi:
Bir rivayete göre anlatırlar da, Mevlana hazretleri Konya çarşısında bir gün gezerken, sarraf kuyumcuların önüne vardığında, çevreden gelen dükkânlar da ki çalışan çekiç seslerinden müzikal nağmeler yansıtan seslerin kendisinde ilahi aşk duygularını tetikleyerek bilinen “meşhur” Sema gösterisini ilk kez orada yapmıştır. Ve yine kendisine ait bir anıyı da, söyle rivayet ederler, bulunduğu bir mekân ortamında, açılan bir kapının menteşe sesinden yine etkilenerek “Aha yine Cennetin kapısı açıldı” denmiştir. Buna benzer bilindiği gibi malum; günümüzün müzikal dünyasında, tasavvuf müziğinin büyük bir saygın yeri vardır. Müziğin dinde geçerli olanı, icra edilen tınlamaların ve sözlerin manaları dinleyen kişileri dini yasaklara itilememe konusundan burası çok önemlidir; Müziğin duygusal ve sözel mana içerikliyi birilerini günahkârlığa çağrıştırmaması lazımdır. O’ açıdan Müzik vardır; kişiyi Veli eyler, Müzik vardır kişiyi Kâfir eyler. Çünkü bunu icra eden ve dinleyenler bilinç altında yoğunlaşan hislerin ruhsal açıdan ne çağrıştırdığını iyi ayart edip, ona göre davranmalıdır!

-Yarattığı varlıkların şah damarından daha yakın olan buyurur ki:
“Elbette bunda, içinde bir kalp taşıyan veya zihnini derleyip toplayarak can kulağıyla dinleyen kimseler için alacak bir ders vardır.” (Kaf: 37.)
-Efendiler efendisi (As.) bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurur: “İnsan vücudunda bir et parçası vardır o düzelirse bütün vücut düzelir, o bozulduğunda bütün vücut bozulur. İyi bilin ki, o et parçası kalptir.”
 (Buhârî, İmân, 39; Müslim, Musâkât, 107)

-“Muhakkak ALLÂH, (cc.) İlmi hikmetlerin içindeki derinlini bilip söyleyenlerin en üstünüdür.”
Rabbim, cümlemizi Hakkı dinleyip rızasına uygun hayırlı ve faydalı ilmi icraatla kendisine ve mahlûkatına hizmet eden sevgili kullarından eylesin…  Amiın…
19.02.2017

Hazırlayan: A.Suyak