24 Ocak 2018 Çarşamba

İslam da Düğün

Esirgeyip bağışlayan Rahim ve Rahman ALLÂH (c.c) ismiyle...
Düğün, bayram, festival vs. her türlü eğlence etkinlikleri katılımcılarına beğenisi kadar neşeli hoş vakitler yaşatır. Toplumun günlük monotonlaşmış yaşam kalitesini renklendirip biraz olsun moral depolayarak insanların stresini azaltmaya çok yararı vardır. Topluma, bu tür vesilelerle milletimizin aileden en uzak akraba dan komşu dostlara kadar uzanan birlik beraberlik içinde kaynaşıp dayanışmayla, sosyal alandaki muhteşem buluşmasıyla herkesi mutlu eder.

Öz kültürümüz olan İslam geleneğinden esinlenerek özleşip, yöresel bir takım ufak farklılıklarıyla düzenlenen milli eğlencemiz, evlilik öncesi davetlerle halk’a açık yapılan geleneksel toplu düğün merasimlerimizdir.
Evlilik, Sünnet düğünü veya bayramlar olsun, halkımızın büyük önem verip, çeşitli programlar hazırlanarak yakınlarına davetler gönderilerek o’ günü heyecanla beklenir. Düğünlerimiz kendimizin veya bir yakınımızın mürüvvetine şahit olarak hayatımızda unutulmaz anılar bırakan hoş zaman dilimleridir.

Her şeyden önemlisi, kendimiz ve ya çocuklarımız için, uzun zamandır arzu ettiğimiz bu merasimleri sevince kavuşarak, bizleri bu mutlu günlere ulaşmayı gösterdiği için, yüce Mevla’mıza çokça şükretmeliyiz. Bu nedenle, düğünlerimizin Rabbimizin rızasını kazanma gayesiyle helalin öngördüğü kültürel şartlarda fanteziye kaçmadan yapmalıyız.
Acaba, Düğünlerimizle hangi  milleti temsil ediyoruz; kendimizi kontrol ederek Müslüman gözle nasılız bir adamız bakalım?

*Dinimize uygun olan düğün:
Yüce ALLÂH’ın (cc.) sonsuz selamı ve rahmeti onun üzerine olsun, Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

1) İlan Etmek:
-”Helalinden yapılan evlilik ile haram yolla gizli yapılan zina birleşmesinden ayıran fark, helalinde meşru olan halk’a açık ilanla, nikâhta def ile günaha itelemeyen sözleri güzel sesle ilahi, marş, şarkılar söyleyip yarışmalarla tiyatro oyunları düzenleyerek eğlenceli bir düğün yapma farkı vardır.” (Tirmizi)
-“Nikâhı ilan edin. Onu toplum içinde ki hak’a açık yerlerde yapın ve düğünde tef çalın.” (Tirmizi)
Peygamberimiz düğünlerin ilan edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Çünkü çiftlerden doğacak neslin meşru yollarla helalinden bir nikâhlı düğünle evlilik neticesi olduğunu toplum tarafından bilinmesini açıklar. Çünkü mayasında haram olan her varlığın hiç kimseye faydası olmayacağını ve bulunduğu çevresine sıkıntı olacağını ALLÂH (cc.) ve Resulü (As.) defaten her konuda uyarmıştır. Bu gayri meşru doğan çocuklar hakkında, tecrübelerle toplum içinde sevimsiz bilinerek bu tür kişilerin ahlaksız karakterlerini kınayıcı atasözlerimiz vardır.

2) Yemek ikram etmek:
Peygamberimiz (As.) merasimlerde yemek yedirilmesini tavsiye eder ve mümkünse etli olasını isterdi.
Bir gün Sahabe efendilerimizden Abdurrahman bin Avf üzerinde zeferan (düğünde sürülen koku) sürerek Peygamberimiz yanına geldi.
Efendimiz:
-“Bu ne hal?”
Abdurrahman b. Avf:
-“Bir kadınla bir miktar altın ‘Mihr’ hediye karşılığında evlendim.”
Peygamberimiz:
-“ALLÂH –u Teâlâ mübarek etsin. Bir koyun bile olsa, kendi halince güzel bir düğün ziyafeti ver”
Hadis- i Şerif de ki, rivayetin de ‘Nesai’ ile buyurmuştur.

Halk olarak, asırlardır düğün, dernek Cenaze ve diğer merasimlerde örfe uygun yöresel çeşitlerle “aşırı israfa kaçmadan” yemek ziyafetleri yapılır. Fakat yıllar geçtikçe, her yeni gelen nesiller öz kültüründen uzaklaşıp yemek içme ihtiyaçlarını haram mı, helal mi dikkat etmeksizin, haram yoldan temin etmeye alışık oldukları için, bazı ortam bozguncuları gittikleri davetlerde o' düğünü  kendi keyiflerine göre içkili bir âleme dönüştürme çabasına giriyorlar.

Herkesin kendi aile ve yakın çevresi içinden birileri dini bir merasim yapacak olsa bile hemen ona karşı gelerek tenkitler ederek “ el bize nedir; sonra senin dediğin gibi olursa, kimse davetimize gelmez!” iddiasıyla ne yazık ki, Dini bir merasim yapmak isteyenler olsa da, diğerleri bunun yapılmasına mani olunmaya çalışılıyor!
Bur da, hayır işlerken haram’ı işlemeyi teşvikle ederek “Bugün düğünde içmeyecen de; hangi zaman içecen” gibi, Resullah’ın (As.) “Her sarhoşluk verici madde haramdır.” (Buhari) Hadisini karşı çıkan kesimlerce baskı altına alınarak, manevi inançlarımızı görmezden gelip gaflet içinde, şuursuzca örtbas edilmeye çalışılıyor.

3) Davet:
Peygamberimiz, (s.a.v.) düğünlere davet edilecek halkın hiçbir sosyal kişisel farkı gözetilmeden herkesin davet edilmesini tavsiye ederek şu hadislerinde buyurmuştur:
-“Yemek ziyafetin en kötüsü fakir, garibanları çağırmayıp, halk da zengin popüler kimselerin çağrıldığı merasimlerdir.” (Müslim)
– “En hayırlı yemek davetler arasında, yoksul, kimsesiz garip, öksüz, yetim ve çocukların bulunduğu sofralardır.”
Düğün merasimi son bulurken davetlilerin evlenecek çiftleri tebrik etmeleri sünnettir.
Kadınlar gelini, erkekler ise damadı tebrik ederler.
Efendimiz Resûlullâh (sallalahu aleyhi ve sellem) evlenen bir Müslüman çifti şöyle tebrik etmiştir:
-“ALLÂH senin için bereketli kılsın ve bereketinizi daim etsin ve ikinizin arasını nice hayırlarla buluşmayı sizlere vesile etsin.” (Tirmizi)

Bu gün, eğer birileri bizi kimsenden ayır etmek sizin davet etmişse, ona karşı içimizde ola ki varsa, bütün kişisel ön yarılarımızı bir tarafa; bırakarak, bizi çağıran o’ kimsenin davetine “helal şartlar dâhilinde” icap etmek düşer. Çünkü “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir.” uyarı gereğince bu tür merasimleri sevgi, barış kardeşlik hoşgörüsüyle bir fırsat’a dönüştürmeliyiz. Zaten her şey önceki gibi değil nerede? Öyle ki, arkadaş, dostluk, hısım, akraba, komşu bağlarında ki iletişim kopukluğu birbirinden habersiz başını almış gidiyor!

4) Düğün ve diğer alanlarda eğlence:
Peygamberimiz, düğünlerde eğlenmek isteyenlere def, ney musiki bir müzik eşliğinde dinletilerle meselâ ilâhîler, kahramanlık türküleri veya geleneklerimizde olduğu şekliyle mevlitler okuyan bir grup varsa düğün programına alınabilir.
Günün anlam ve önemini belirten ve eşler arası görev ve yükümlülükleri konuya dair ‘ topluluğa uzun vaaz şeklinde değil de;’ kısa konuşmalara yer verilebilir. Küçük parodilerle, oyunla, eğlendirici ve düşündürücü tarzda, ulvî zevkleri tahrik eden şiirlerle ve hoş vakit geçirmeye amacıyla küçük çaplı alan ortamı müsait olursa, çeşitli Ata Sporlu yarışmalarla düğün programını zevkli hale getirip zenginleştire bilinir.

Eskiden düğünlerimiz kadın, erkek ayrı mekânlarda eğlenirlerdi; “ayıptır, günahtır” diye bir birlerin oynadığına bakmaktan utanırlardı.
Çünkü ALLÂH Azze ve Celle nikâhsız olan ve birbirlerinin mahremi olmayan erkek ve kadının bir ortamda olmasını yasaklamıştır.
 Her şeyi görüp gözeten yüce Kadir Mevla'm kelam'ı ekberinde buyurur ki:
-“Müslüman erkeklere söyle gözlerini haramdan sakınsınlar!” (Nur,30)
-“Müslüman kadınlara da söyle gözlerini haramdan sakınsınlar!” Nur süresinin 31, ayetinde ki uyarları bizim dikkatimizi çeker! ve buna inanarak muhterem büyüklerimiz itana ile uyarak derlerdi ki; “Edebi olmayanın dini olmaz!” derlerdi.

5) Düğün hediyesi:

Âlemlerin Efendisi, sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) hem kendisinin hem de kızlarının düğünleri hep mütevazı sade olmuştur. Hz. Ali (Ra.) Efendimiz, sevgili Peygamberimiz den (As.) kızı Fatma’yı eş olarak istemiş o da, -“Ey Ali ‘Mihr’ evlilik hediyesi ne vereceksin?” diye sormuş hiçbir şeyinin olmadığını öğrenince de zırhını mihr karşılığında onları evlendirmişti. (Nesa-i, Nikah, 76)

Müslümanın düğünde fantezi yoktur! Karşılıklı her aile birbirlerini külfetle yorup yıpratmadan, usule uygun bütçeleri gücünce nisbetinde 'orta halli 'düğün masrafları anlaşarak yapılmasını önermiştir.
Kız tarafı "kızıma şunu isterim, yok bunu isterim; benim bir kızım var" gibi dayatmacı tutumlarıyla hayırlı işi zora sokarak israflı bir düğün masrafıyla karşı tarafı harama itelememesi gerekir.

Bütün Anadolu halkımızın yöresinde kendine has, halkımızın yiğitliği ve civan mertliğini sembolize manada anlatan halk oyunlarımız da yiğitlik gösterilerinden esinlenerek meydana gelen yöresel türde çeşitte halay ve sinsin, çirit gibi değişik figürler var. Hem şimdiki gibi, Umuma açık yerlerde her tarafını oryantalist dansla avret yerlerini kıvırıp sallayarak  toplum içinde görenlerin şehevi duygularını iştahlandırmamasına ve mahrem yerlerin altındaki şeklini olduğu gibi belli eden dar ve ince giysilerin giyinilmemesine dikkat ederlerdi; dini örfümüze uymayan kıyafet giyenleri men ederek elinden geldiği kadar “karşı tarafın anlayacağı tarzda” uyarırlardı.

Binalleyih Rasûlullâh (sallalahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
-“Bir zaman gelecek ki; ümmetimden zina etmeyi, ipekli elbise giymeyi, içki içmeyi ve çalgı aletleri dinlemeyi helal sayan bir grup ortaya çıkacaktır.” (Buhari)

Yine diğer bir konu ise yıllardan beri millet olarak tutkunluğumuz olan, “Silah, Binek, Kadın ve servet düşkünlüğün getirdiği aşırılığa giderek “nice canlar bu tür Asker yollama ve düğün etkinliklerin de” magandalar tarafından kazaen ölümle veya yaralı istenmeyen pek çok olaylara maruz kalınmıştır!
Bizler şen şakrak müziğin yüksek ses gücünün verdiği gürültüsü, silah, havai fişek ve paytakların çıkardığı patlama gümbürtüleri, düğün konvoyunun  korna ve eksoz sesleri arasında trafik magandalığı yaparak düğünlerde eğlenirken, etrafımıza  olumsuz sebeplere bağlı rahatsızlık verdiğimizi düşünerek hasta veya uykusuz çalışan kimselerin de kul haklarını ihmal edebileceğimizi önemle unutmamamız gerekir!

Gerek düğünler ve gerek diğer dinleti platformların da olsun, söylenen şarkı sözler bile inancımıza uygun değil. Şarkılar dinleyenleri ‘Halk deyimiyle, Ankara havası’ gibi nefsanî duygularına hitapla ALLÂH’a(cc.) karşı isyana çağrıştıran ezgili türkü ve şarkıları men eder! Çünkü her söylenen ve dinlenen seslerin, kişilerin Ruh yapısı üzerine olumlu ve olumsuz etki yaptığı için, dinimiz her sakıncalı unsurun küfürle kötülüğe doğru sevk eden yönünü bizlere çeşitli örnekleriyle açıklayarak yasaklamıştır.

Son geçen yarım asra aşkın, Anadolu halkımız bağlı bulunduğu dini geleneklerine uygun düğün ve eğlence tarzı merasimlerini başka milletlerin geleneklerini bizlere “medeniyet” safsatası adı altında günümüzün görsel ve sanal yayın organları aracılığıyla Şer güçlerce, “Moda” diye hoş gösterilip kültürümüzle milletimizi asimile ediyorlar!

Milletimize saygılarımla, nice hayırla buluşma ve birlik beraberliğimizi artıracak vesileler olması temenniyle sağlık sıhhatli eğlenceler dilerim.
***
24.1. 2018
Hazırlayan: Aydın Suyak