-Sesin
Tanımı:
Ses,
titreşimlerden oluşan bir duyu hislerinden yoğunlaşan enerji türüdür.
Çevremizde ses çıkaran birçok sayısız varlık vardır. İnsanlar, Hayvanlar, Araç,
Su, Rüzgâr ve bunlara bağlı meydana gelen doğal ses örnekleri vb. pek çoktur. Elle
tutulup gözle görünmeyen, ses dalgalarını oluşturan titreşimi akseden
tınlamaların (db) desibel vurgusuyla, hızındaki frekans (KHz) gücünü yansıtan
bir dizi yayan enerjik oluşumdur.
Kendine
özgü yapısından, ses çıkaran varlıklara doğal, ana ses kaynakları denir. Ses
kaynaklarının ses çıkarabilmesi için, titreşim yayması gerekir. En basit
örneğin de, Müzik aletlerinde bunu çok net görebiliriz. İnsanların ses
çıkarması da gırtlak titreşimiyle olur. Gırtlağımızda bulunan ses telleri
akciğerlerimizde bulunan hava ile titreşerek ses çıkmasını sağlar. Diğer
varlıklar, insanların ses algılama ve yayama fonksiyonları enerjik ses iletişimleri
bizlerden çok daha kat, kat fazla ve kendi aralarında değişken yapıya sahiptirler.
*Sesin
alana yayılması:
-Duyduğumuz
her ses, bizlerin duyacağı hız tınlama ölçülerinde, kulak tarafından
algılanabilen, esnek fiziki ortamda yayılan mekanik titreşim dalgasıdır. Havada ki görünür ve görünmez hareketli ve
hareketsiz çeşitli gaz enerjik birikimlerinin pek çoğu sesin yayılmasına
elverişli bir ortam oluşturur. Böyle bir ortamda oluşturulan bir enerji
hareketliliği bir noktada ani bir sonik basınç yükselmesine yol açar. Ortam
fazla dar olduğundan sesin sıkışma durumunda, tamamen hapsolup kaybolmaz;
kısmen de olsa birazı dışına vurur. Sıkışan bölgede, sonik engel olan duvarlar
azda olsa müsait olduğunda, yayılmaya başlar ve karşı en yakın yamaç bölgelere
basınç yaparak yüksek dese belli aks ekosunu meydana getirir. Bu durum
periyodik bir biçimde yenilenir. Sonuç olarak her bölgeden birbirini izleyen
sıkışmalı ve yumuşak ses dalgaları geçer. Bu dalgalar uzun dalgalardır; bir
başka deyişle, ortamın parçacıklarının titreşim hareketi dalga hareket hız
doğrultusundadır. Bu dalganın ortam içindeki hızı, ortamı oluşturan maddenin
yoğunluğuna ve denge basınçla, özgünleşen ısısına (gazlar için), esnekliğine
(katı ve sıvılar için), sıcaklığa ve dalganın frekansına bağlıdır. 0o C
sıcaklıkta ve deniz yüzeyi basıncındaki kuru havada sesin hızı saniyede 331,28
m’ tir.(Bu değer 1986 tarihli araştırmalar da belirlenmiştir). Sesin hızı deniz
suyunda 1,490 m/s çelikte ise 5 m/s sesin özelliğinde ki sonik gücüdür.
-Sesin
Doğaya etkisi:
Son
zamanlardaki, teknoloji ve araştırmalardaki gelişmelerle insan bedeni ve beyni
üzerinde sonik dalga formlarının ve onların etkileri konusunda geniş ve zengin
bir bilgiye ulaşılmıştır. Var olan, evrendeki her şey titreşimsel bir doğaya
sahiptir. Her bir nesnenin hücresel şekliyle titreşim frekansı arasında direkt
bir kontağı vardır. Bizim perspektifimizden sizler, ışık ve ses de dâhil olmak
üzere birbirine bağlı birleşik enerji alanlarısınız. Bedeninizin organlarını ve
sistemlerini oluşturan çeşitli hücreler, diğer hücrelerle uyumlu ses
titreşimleri oluşturduğu enerjisini yayarak hücresel “Rezonans” tınlaşımların
birbirleri ile iletkenlik bağalarla mesaj kurmaya yol açarlar.
Tıbbi
alanda, yaygın kullanılan çeşitli sesin sonik titreşimli frekansları kullanan
insanın, biyolojik tepkimesinin daha önceki etkin kanıtlarından bazı seslerin
fizyolojik sistemlerdir. Örneğin: Kalp atım hızı, solunum ve Galvanik deri
rezistansı (GSR), Elektro biyografi-kasların kasılmasını sağlayan elektriksel
aktivitenin izlendiği ve yorumlandığı kas incelemesi (EMG),
Elektroansefalogram. Kafatası yüzeyinde çeşitli noktalar arasındaki elektriksel
potansiyel farklarının kaydı, (EEG) Elektrokardiyogram (EKG), vücut derecesi ve
diğerleri gibi, tedavi sonuçlarına yön verecek yapılan test algıları üzerinde
doğrudan etkisi bulunmuştur.
-Âlemleri
halk eden Rabbin buyurduğu gibi:
“Şüphesiz,
göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde,
insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah'ın
gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde
her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade
bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller
vardır. (Bakara: 164.)
“İlimde
derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır"
derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.”(Al-İ İmran: 7.)
Yüce
yaratıcı ALLÂH-u Zülcelâl evreni yarattığından beri, her bir canlı ve cansız
varlıkların kendine göre doğaüstü fıtratında özel yapıda, iletişim yayan sesli
ve bedensel fizyolojik hareket dili vardır. Her bir varlık seslerin dili ile
kendi aralarında iletişim kurarlar. Bütün varlıklar, karşısındakilere
sergiledikleri iletişim sesi ile birbirlerinin davranışını anlama ve hangi
cinsten olduğunu tanıma kabiliyetlerini ALLÂH Teâlâ sonsuz kudretindeki
ilminden onlara daha doğmadan henüz ilk oluşumlarında, ileriki yaşamlarını
kolaylaştırmak için, her bir nesneye göre içgüdüsel hisle bilinçlerine
yerleştirmiştir.
İnsan
hayatında, her toplumun kendi yöresel ses dili ile İnsanlar ve hayvanlar
arasında, çeşitli dil sözlerini geliştirerek sesli iletişim kurmuşlardır. Her
canlı nesne kendi ses dillerini vererek kendi cinsleri ve diğer varlıklarla
iletişim bağı kurmuşlardır Ve kendilerini isteklerini olumlu ve olumsuz bütün
bildiri mesajlarını karşı tarafla irtibata geçerek iletmişle duyurup
yönlendirmişlerdir.
-Eşsiz
yaratıcı İlâhın İnsanlığın atasından beri, gelmiş geçmiş Nebilerine ve bütün
sevgili Evliya kullarının bazılarına özel yetenek bahşederek bütün varlıklarla sesli konuşma
ilmi hikmet vermiştir.
"Sonra da Biz, onu Süleyman'a hemen iyice kavrattık. Ve hepsine yasa ve bilgi verdik. Davud'la beraber Allah’ı noksan sıfatlardan arındırsınlar diye, dağları ve kuşları buyruk altına aldık/onları insanların yararlanacağı ölçüler içinde yarattık. Ve Biz yapanlarız." (Enbiya/ 79)
Âdemoğlundan
buyana, işlenen bütün seslerin kullandığı dil farkı ve kişileri kim ne olursa
olsun; içirdiği duygusal manaların bulunduğu alanlara negatif ve pozitif manen
ve maddeten büyük ve uzun süre kalıcı tesirleri vardır. Bunu gizemle karşılaşan
pek çok İnsanlar, güncel hayatında sıra dışı yerlerde, defaten tecrübe edinerek
fark edip bilmişlerdir. Ve halkın tabiri ile lanetli veya kutsal yer bildikleri
bölgedeki mekânların içerisinde, gördükleri kötülükler ve buldukları huzur
bakımından keşfedip isimlendirmişlerdir.
-Kelamı
Ekber’in buyurduğu gibi: “(Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık
(hakka) dönüp gerçeği anlamazlar!” (Bakara:18.)
*Sesin
İnsanlar üzerindeki etkisi:
Dünyada
uzun yıllardan beri, İnsan hayatına sağlıkta hizmet amacı ile doğa seslerini müzikalleştirerek
“Rezonans” tedavisine, paralel olarak bilim alanında uygulamasına
“psikoakustik” adı altında yeni bir bilim dalı oluşturulup böylelikle ortaya
çıkmıştır. Bu alanın gözdesi ses gücü “sonik” titreşim, seslerin bilinçaltı
tepkimelerle fiziksel uyarıları duyguları iteleme etkisi ile tedaviyi
hızlandırma çalışmalarında, alternatif olarak hastalara kullanılmakta ve olumlu
sonuçlar elde edilmiştir.
Duygusal
âlemde ise, nesneyi hangi davranışa doğru hareket etmesine reaksiyon şeklini
almaktadır. Duygular da sesin titreşimin yaydığı mesajlara bağlıdır. Duygular
kanın kimyasında değişikliklere sebep oldukları gibi, solunum modelinin ve
kandaki oksijen düzeyinin değişmesine de yol açarlar. Sürenin devamında tüm duyguların
kontrol ettiği bir sesin titreşim imzasına sahip olduklarını keşfedeceksiniz. Duyguların
bastırılması bedenin kimyasında şiddetli bir geri itmeye neden olur. Duyguyu
daha net bir şekilde anlamak için, kendinizi bileşik tınlaşımların “Rezonans”
Terapi seanslı tedavilerin son zamanlarda,
olumlu sonuçlara cevap vermesinin önemini bir enerjik titreşim alanı
olarak görmenizi ve duyguların ses diline bilinçaltı sahip olduklarını kabul
etmenizi öneririz. Farkında lığınızı kabullenerek, bedeninizdeki duyguları tutan
bölgelerini kapsamasına izin verin; böylece onlar size rahatlık verecek doğal
işlevseline salıvermeyi kolaylaştırabilirsiniz.
Aslında
bedeniniz yürüyen bir senfonidir; birçok gücün birlikte yarattığı bir sabit
dalga kalıbıdır. Bedeninizi oluşturan bu sabit dalgalar dünya ile tınlaşımlar
üzerinden iletişim halindedir. Ve ayrıca dünyanın geçirdiği çok farklı
değişimden etkilenmektedir. Dünya her geçen zamanla, enerjilerin teknolojik
geçişle büyük bir değişim dönemindedir; tınlaşım Rezonansları değişmekte ve
sürekli yeni bir enerji dengesini kurmaya çalışarak mevcut sistemini
geliştirmeye doğru ilerlemektedir. Bu yüzden bedeninizin tınlaşım “Rezonans”
alanları da atom altı düzeyden ve hücresel düzeye kadar yeni bir denge haline
geçmekte, bu da tüm organlarınızı enerjik olarak etkilemektedir.
Bu karmaşa büyük bir içsel
biyolojik gerilime sebep olmakta, bazen hastalık, bazen yorgunluk, bazen de
çalkantılı depresyon halleri şeklinde tepki vererek Ruhsal rahatsızlıklara yol
açmaktadır. İnsan sağlığını bozan etkenlerin tespitini ve çaresini tıbbi ve
dinsel inançlarla, çözüm arama eylemine itelemektedir.
-Kâinatın
yegâne sahibinin buyurduğu gibi:
"Yeryüzünde
gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun?
(Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki
kalpler (kalp gözleri) kör olur.” (Hac:46.)
Doğada
ki Su, Hayvan, Rüzgâr ve araçların doğal müzikal sesleri gibi, varlık
seslerinin yarattığı olumlu etkilerini, son zamanımıza kadar bilim adamları
defalarca, İnsan ruhuna “duayen” pek çok tecrübesine varılmıştır. Birçok İnsan
kendi ruhi yapısına göre, motive olarak mestane bir şekilde zevk alarak huzur
veren halveti ile dinlemiştir. Örneğin orta çağda, batı ve birçok toplumlar
ruhi rahatsızlık geçiren bir hastayı içine “Şeytan girmiş” diye yakıldıklarını
tarihler belirtiyor. Bu konuda, uzak doğuda ki toplumları doğa seslerinde ki
mucizevî faydalarını asırlar öncesi tespit ederek, kendi halklarına
uygulamalarında o, kadar yaygınlaştırmışlar ki, haberleşmeden tut inançların
ayinleri ile kaynaşmıştır; çünkü dinsel ayinlerin içine bile çeşitli müzikal
araçlar kullanarak bunların “Rezonans” tınlamalarında, “motivasyon” adaptenin
olmasa olmaz, bir parçası olarak kendi aralarında gelenek haline
getirmişlerdir.
Bizim
İslâm toplumumuz bu tür hastaları doğanın ve müzik araçlarının çeşitli ses
senfonisin dinleterek pek çok hastalarını fevkalade, eski sağlına kavuşturarak
çok başarılı bir şekilde tedavi etmişlerdir. Yerinde ve doğru uygun Müzik
türünü dinleterek, iş ve eğlence, sağlık, savaş ve dinlenme alanlarında
insanları pozitifçe motive etmek için, en uygun olanı bilinçli bir şekilde
seçilerek tınlama yapan sonik Enstrümantal materyallerini kullanmışlardır
-Tasavvufi alanda etkisi:
Bir
rivayete göre anlatırlar da, Mevlana hazretleri Konya çarşısında bir gün
gezerken, sarraf kuyumcuların önüne vardığında, çevreden gelen dükkânlar da ki
çalışan çekiç seslerinden müzikal nağmeler yansıtan seslerin kendisinde ilahi
aşk duygularını tetikleyerek bilinen “meşhur” Sema gösterisini ilk kez orada
yapmıştır. Ve yine kendisine ait bir anıyı da, söyle rivayet ederler, bulunduğu
bir mekân ortamında, açılan bir kapının menteşe sesinden yine etkilenerek “Aha
yine Cennetin kapısı açıldı” denmiştir. Buna benzer bilindiği gibi malum;
günümüzün müzikal dünyasında, tasavvuf müziğinin büyük bir saygın yeri vardır.
Müziğin dinde geçerli olanı, icra edilen tınlamaların ve sözlerin manaları
dinleyen kişileri dini yasaklara itilememe konusundan burası çok önemlidir;
Müziğin duygusal ve sözel mana içerikliyi birilerini günahkârlığa
çağrıştırmaması lazımdır. O’ açıdan Müzik vardır; kişiyi Veli eyler,
Müzik vardır kişiyi Kâfir eyler. Çünkü bunu icra eden ve dinleyenler bilinç altında yoğunlaşan hislerin ruhsal açıdan ne çağrıştırdığını iyi
ayart edip, ona göre davranmalıdır!
-Yarattığı varlıkların şah damarından daha yakın olan buyurur ki:
“Elbette
bunda, içinde bir kalp taşıyan veya zihnini derleyip toplayarak can kulağıyla
dinleyen kimseler için alacak bir ders vardır.” (Kaf: 37.)
-Efendiler
efendisi (As.) bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurur: “İnsan vücudunda bir et
parçası vardır o düzelirse bütün vücut düzelir, o bozulduğunda bütün vücut
bozulur. İyi bilin ki, o et parçası kalptir.”
(Buhârî, İmân, 39; Müslim,
Musâkât, 107)
-“Muhakkak ALLÂH, (cc.) İlmi hikmetlerin içindeki derinlini bilip söyleyenlerin en üstünüdür.”
Rabbim,
cümlemizi Hakkı dinleyip rızasına uygun hayırlı ve faydalı ilmi icraatla
kendisine ve mahlûkatına hizmet eden sevgili kullarından eylesin… Amiın…
19.02.2017
Hazırlayan:
A.Suyak