15 Kasım 2014 Cumartesi

TEMEL VE KAYSERİLİ (Fıkra)

TEMEL VE KAYSERİLİ

Karadenizli Temel, asker arkadaşının daveti üzerine Kayseri’nin bir köyüne gitmiş, asker arkadaşıyla buluşmuş; yemişler, içmişler, hasret gidermişler ve sızıp kalmışlar. Sabah olmuş, Temel erkenden uyanmış, bekar olan asker arkadaşı ise hâlâ uyuyormuş, “Arkadaşım uyanana kadar, köyün çevresini gezeyim bari” diye gezintiye çıkmış, iki yüz metre ileride koyun güden bir çoban görmüş; bir yere saklanıp, çobana gözükmeden koyunları tek tek saymış. Saklandığı yerden çıkan Temel, çobanın yanına gitmiş, selam vermiş, selam almış ve başlamış muzipliğe:
-Çoban, bana bir koyun versene.
Çoban da Kayserili ya, Temel’le dalga geçecek:
-Burada kaç koyun var? On saniye içinde bilirsen, sana bir koyun helâl olsun!
Temel kestirip atmış:
-Burada tam 364 tane koyun vardır da.
Şaşıaran Kayserili şormuş:
-Nasıl bildin yahu?
-Ben bilirim! Çoban da verdiği sözün ezikliği içinde demiş ki:
-Hadi al götür koyunların birini.
Temel dalmış sürüye, kucaklamış bir tane, ıslık çala çala yürümeye başlamış. Çoban arkadan bağırmış:
-Hemşerim, hemşerim! Sen Karadenizli misin?
Temel geriye bakmış:
-Uy, sen benim Karadenizli olduğumu nasıl anladın da?
Çoban gülmüş:
-Anlamayacak ne var hemşerim? Koyun diye çoban köpeğini kucakladın!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder