*Takvimler:
İnsanlar
geçmişlerini, yaşadıkları anı ve geleceklerini değerlendirmek için bir düzen
kurmuşlar ve astronomik gözlemlerle ay ve güneşin hareketlerini
inceleyerek, zaman hesaplaması yapmışlardır. Bu hesaplamalarla hazırlanan
cetvellere Takvim denir.Takvimler sayesinde olayların zaman bilimine göre
(kronolojik olarak) incelenmesi mümkün olmaktadır. İlk Takvimi zamanımızdan 6000.
yıl önce Mısırlılar bulmuştur. Mısırlılar Güneş yılını esas alan takvimi bulup
kullanmışlar. Sümerliler ise ay yılını esas alan takvimi bulup kullanmışlardır.
Zamanımıza kadar her toplum kendi yöresel kültürleri ile yoğunlaşıp kendine
göre takvim belirlemişlerdir.Türk Atalarımızın Halk takvimi yerel takvim; bilindiği gibi dedelerimizin zamanın da şimdi ki Meteoroloji sisteminin olmadı O' zamanlarda takvimsel tahminlerini aynı ayların zaman birimlerini göngülerle tekrarlanan doğanın hava durumunu kendileri defaten tecrübe edilerek kazandıkları kendi yöresel alanlarında halk arasında yaygın hale getirdikleri “Ana Baba usulü” Halk takvimidir.
Anadolu
halkımız bu oluşturdukları takvimi kimi zaman doğal olaylara, töresel, dinsel
törenlere, tarımsal ve hayvansal olayların döngüsel akışlarından esinlenerek
yıllık takvimin mevsimlerin başlangıç kısımlarını isimlendirerek eski
atalarımız kendine özgü Halk takvimlerini oluşturmuşlardır.
*Takvim Çeşitleri:
-Ay
Yılı: Ay, Dünya etrafında dönüşünü 29,5 günde tamamlar. Ayın, Dünya etrafında 12
defa dönmesiyle 354 günden oluşan bir ay yılı olmuş olur.-Güneş Yılı: Dünya'nın güneş etrafında dönüşüne göre düzenlenmiştir.1 yıl,365 gündür. Bu takvim ilk kez Mısırlılar tarafından kullanılmıştır.
(Ay yılı ile Güneş yılı arasında 11. günlük fark vardır. Ay yılında her yıl, yıl başlangıcı 11. gün öne gelir.)
-On iki Hayvanlı Türk Takvimi: Güneş
yılı esaslıdır. Her yıla bir hayvan ismi verilir. 12 aydan oluşur ve 12. Yılda
tekrarlanır. Bu hayvanlar sırasıyla sıçgan (sıçan), ud (sığır), bars (pars),
tavışgan (tavşan), lu (ejderha), yılan (yılan), yunt (at), koy (koyun), bıçın
(maymun), takuk :(tavuk), it (it )ve tonguz (domuz)'dur.
Hunlar,
Göktürkler, Uygurlar, Kırgızlar, Moğollar v.s. tarafından kullanılmıştır.
Başlangıcı yoktur.İslamiyet öncesi Türk Devletleri ve toplulukları tarafından kullanılmıştır. Güneş yılı esasına göre hazırlanan bir takvimdir.Bir yıl 365. gün olarak hesaplanmış ve her yıl bir hayvan ismiyle anılmıştır. Günümüzde Asya'nın bazı bölgelerinde hala bu eski on iki hayvanlı Takvim kullanılmaktadır.
On iki hayvanların her biri kendine göre isim ile her yıl ayrı değişken ve ayları göstermektedir.
Ay yılı esasına göre hazırlanmıştır. İnsanlığın
ilel ebet önderi Hz. Muhammed'in (S.a.v.) Mekke'den Medine'ye Hicret'i (göç)
başlangıç olarak kabul
edilmiş ve Hz. Ömer döneminden itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Miladi takvim
ile Hicri takvim arasında 622. yıllık bir fark bulunmaktadır. Türklerin
İslamiyet'i kabul
etmesinden sonra bu takvim Türk İslam devletleri tarafından da kullanılmaya
başlanmıştır.
Hicri
takvim Türkiye Cumhuriyetinde 1. Ocak 1926'da yürürlükten kalkmıştır. Günümüzde
sadece dini gün, gece ve ayların belirlenmesinde kullanılmaktadır.
* Celali Takvimi: Büyük Selçuklularda
Celaleddin Melik şah zamanında eski İran takvimi esas alınarak mali işlerde
kullanılmak üzere hazırlanmıştır. Güneş yılı esasına göre hazırlanan bu takvimde
Türkler arasında bahar bayramı olarak kutlanan Nevruz yılbaşı olarak kabul
edilmiş ve 1079. Miladi yılda tarih başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Babürşahlar
tarafından Hindistan'da kullanılmıştır.
Rumi takvim, 1. Ocak 1926'da Miladi takvimin yürürlüğe girmesine kadar kullanılmıştır. Miladi takvimin
*Eskiden
Anam Babam usulü aylara verilen isimlerin hikayeleri şöyle:
Ülkemizin
Anadolu halklar arasında kullanılan yerel takvimlerde iklim koşulları ve
mevsimlerin takvime yansıyışı ile ilgili sayısız örnekleri vardır. Buna benzer,
Anadolu'muzun değişik yörelerinde türkülere ve şiirlere ilham olan halkımızın
arasında her bir ayların içinde yaşanarak geçmiş olan pek çok anıları kapsayan
doğum, ölüm, düğün yapı ve tarımsal işler vb.
Acı tatlı olaylar ile hatırlanan hikâyeci isimleri vardır.
Esasında
Müslümanlar hem hicri yılı ve aylarını, hem de atalarımızın süre geldiği dedelerimiz
tarafından uzun tecrübe mahsulü olan karakış, zemherin, hamsin, on iki gün
arası gibi belirli günleri ve tarihleri yeni neslin öğrenmeleri faydalı olur. -Kış mevsimiyle ilgili tekerlemeler ve atasözleri de vardır bizim tarihimizde mesela bunlardan birkaç örnek:
“Hamsin, ocakta tenceren donsun!”,
“Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır”,
“Mart martladı tavuk yumurtladı”,
“Korkulur
Abrulun beşinden, öküzü ayırır eşinden” gibi daha bazı pek çok tekerlemeler
yeri geldikçe söylenir.
Bazı
yerlerde Şubat ayı diğer aylardan kısalığı bakımından “Gücük (küçük)” olarak
adlandırılmaktadır. Koç katımının yapıldığı aya -Koç (Ekim) Ayı, kirazların
yetiştiği aya –Kiraz (Haziran) ayı, ekinlerin biçme işinin yapıldığı aya –Orak
(Ağustos) ayı demektedir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesim için, Ana Baba hesap usulü Halk takvimi yaşamsal büyük önem taşır.
Uzun
süreli deneyim ve bilgi birikiminin ürünü olan Halk takvimine uymamak, onun
gösterdiği doğrultuda hareket etmemek bireyin büyük zararlara uğramasına neden
olabilir. Anadolu da yılın en soğuk mevsimi olan ve üç aylık kış mevsimini uzun
tecrübe sahibi atalarımız erbain ve hamsin diye ikiye ayırmışlardır. Kırk
manasına gelen erbainin bir adı da zemheridir. Gecelerin en uzun, gündüzlerin
ise en kısa olduğu 22. Aralıkla başlayıp 30. Ocak’ta sona eren kırk günlük
süreye erbain veya zemheri denir. Ülkemizde kışın en şiddetli geçtiği
zemheride, eskinin tecrübe sahipleri soğuk tepeden iner derlerdi. Onun için
açıkta kalan canlılarda ölüm olayları zemheride daha çok yaşanır.
*Zemheri-(Ocak)
-Sayılı
fırtınalı soğuk günleri:9. Ocak- Zemheri fırtınası,
19. Ocak- Haçın suya atılması,
26. Ocak- Kışın en şiddetli zamanı,
29. Ocak- Ayandon fırtınası,
30. Ocak- Erbain’in sonu,
31. Ocak- Hamsin’in başlangıcı.
-Gücük
(Şubat)
Yöreye
göre sayılı günleri:7. Şubat- Ağaç Dikme Zamanı,
20. Şubat- 1. Cemre havaya düşer,
26. Şubat- Leyleklerin gelmeye başlaması,
27.
Şubat- 2. Cemre suya düşer.
-Dert
Ayı (Mart)
Kocakarı
Soğukları(Beldir Aciz): Şubat (Gücük) ayının 26. günü ile başlayıp Mart ayının ilk
4. günleri (11-17 mart) arasında devam *Çok eski tarihlerde, yurdumuzun bir köyde oğlakları çok sevdiği için koyun yerine keçi besleyen bir nine yaşarmış. Her yaz yaylaya çıkan nine, bir sene zamanı gelmediği halde havaların ısınmasına aldanarak gücük ayının sonunda yaylaya çıkar. Bir iki gün yaylada kalır ve havaların sıcak olması hoşuna gider. Bunun üzerine kış ayı ile alay eder. Kış ayı 4. gün 4. gece kar yağdırıp tipi estirir (Gücükün son dört günü). Ancak nine ve oğlakları ölmeyince kış, Mart ayından üç gün borç alır. Böylece 7. gün 7. gece fırtına estirir. Nine (Koca karı) ve oğlakları ölür.
-Mart
Dokuzu:
Mart
ayının ilk 9. günüdür. (22. mart) Gece gündüz eşit olur. “Mart Dokuzu “ olarak
bilinen bu günde, bahar başlar. Ancak bazı yıllar şiddetli fırtınalar
görülebilir.Mart Dokuzu ile ilgili olarak “Mart dokuzuna 9. kütük 9. harar saman hazırla.” Sözü yaygın olarak kullanılır. Ayrıca Mart ayı ile ilgili olarak “ Mart’ın şakası olmaz. Mart Kapıdan baktırır, kazmayı küreği yaktırır” denilmektedir.
-Mart’ın
yöreye göre sayılı günleri:
2- 3. Mart- Soğukların kırılması,
5- 6. Mart- 3.Cemre toprağa düşer,
7- 9. Mart- Ağaçlara Su yürümesi, Bağ budama ve Kalem aşısı zamanı,
10- 18. Mart- Kocakarı fırtınası,
14- Mart dokuzu soğukların başlangıcı,
19. Mart- Kırlangıçların gelmeye başlaması ve kuşların çiftleşme zamanı,
20- 21. Mart- Nevruz,
22. Mart- Gündüzün uzaması ve gecelerin kısalma gündönümü,
21- 22. Mart - Hamsin ’in sonu,
23- 24. Mart - Koz kavuran fırtınası,
27- 29. Çaylak fırtınası,
31- Mart’ın dokuzu soğukların bitimi.
2- 3. Mart- Soğukların kırılması,
5- 6. Mart- 3.Cemre toprağa düşer,
7- 9. Mart- Ağaçlara Su yürümesi, Bağ budama ve Kalem aşısı zamanı,
10- 18. Mart- Kocakarı fırtınası,
14- Mart dokuzu soğukların başlangıcı,
19. Mart- Kırlangıçların gelmeye başlaması ve kuşların çiftleşme zamanı,
20- 21. Mart- Nevruz,
22. Mart- Gündüzün uzaması ve gecelerin kısalma gündönümü,
21- 22. Mart - Hamsin ’in sonu,
23- 24. Mart - Koz kavuran fırtınası,
27- 29. Çaylak fırtınası,
31- Mart’ın dokuzu soğukların bitimi.
*Abrul
(Nisan)
Abrulun
beşi soğuklarına yöremizde “Balak Kar-ı”
adı denilmektedir ; çünkü bu fırtınalı
günler Rumi 5. Nisan günü, Miladi 18. Nisan’a denk gelip görülen sayılı
soğuklardır.-Balak fırtınası ile ilgili dedelerimiz anlattığına göre, yöremizde meydana gelen tipi fırtınasının bir acıklı hikayesi vardır:
“Hemşerimizin biri “Balak” lakaplı rahmetlik komşu köylere ekim için eşeklerle tohumluk almaya gider; Adamcağız köye geri dönüşünde tipiye tutulur ve yolunu kaybeder. Yakınlarında bulduğu Ören inlerinden birine sığınır ve sabaha çıkmaz; oracıkta donarak vefat eder. Aradan bir kaç gün sonra aramaya geden yakınları garibin cansız bedenini örende bulurlar.”
-Nisanın
yöreye göre sayılı günleri:
2-
3. Nisan Çiçeklerin açılmaya başlaması,4- Nisan Bülbül ve benzeri ötücü kuşların ötmesi (Feryâd-ı Andelib)
5- Balak fırtınası,
6- 7. Nisan Kırlangıç fırtınası
15- Nisan Kuğu fırtınası,
19- 24. Nisan Sitte-i Sevir fırtınası.
(Sitte- i Sevr: her saati bir devir” deyimiyle, bir saati, diğer sonraki bir saatini tutmayan anın zaman dilimi şeklinde tanımlanır.)
*Hıdrellez
(Mayıs)
Abrul’un
23. 6. Mayıs arasındaki günlerde, öğleye kadar yakıcı güneş olur ve bu günlerde
öğleden sonra fırtına ile şiddetli yağış ve ardından sel görülebilir.-Bazı sayılı günleri:
6. Mayıs- Hıdrellez,
9. Mayıs- Doğu rüzgârlarının esmesi,
12. Mayıs- Yağmurların kesilmesi,
16. Mayıs- Filizkıran fırtınası,
17. Mayıs- Gül mevsiminin başlaması,
20. Mayıs- Kokayla fırtınası,
23-24. Mayıs- Ülker fırtınası,
30. Mayıs- Kabak meltemi.
Seneyi ikiye bölen Hızır. günleri, 6. Mayıs ile 7. Kasım arasındaki 186. Yaz bölümü günleridir.
-Hıdrellez: Kış mevsiminin geride kalışı, yazın başlangıcı, tabiatın canlanışıdır. Bir geçiş döneminin bir dizi adetlerle kutlandığı gündür. Aynı zamanda bolluk, bereket, dileklerinin
*Kiraz
(Haziran)
-Yöreye
göre sayılı fırtınalı günleri:3-4. Haziran Kuzey (Poyraz) rüzgarların dönüşümlü esmesi,
10-11. Haziran- Ülker doğuşu fırtınası,
12. Kiraz fırtınası,
16. Haziran- Güney rüzgârlarının dönüşümlü esmesi,
20-23. Haziran- Günlerin en uzun günü,
21. Haziran- Gündönümü ve fırtınası,
25. Haziran- Uzun günlerin kısalmaya başlaması,
26. Haziran- Kızıl Erik fırtınası,
30. Haziran yaprak aşısı.
*Orak
(Temmuz)
Bazı
sayılı günleri:4. Temmuz – Sam (Sıcak) rüzgârlarının esmesi
8-10. Temmuz - Çark dönümü fırtınası,
15. Temmuz Orak zamanı,
16-18. Temmuz- Sıcakların artması,
27. Temmuz- Kara Erik fırtınası,
31. Temmuz- Sıcak günlerin başlaması.
*Çürük (Ağustos)
5- Ağustos, Orak ile Ekin biçme bitim zamanı,
7- Ağustos- Sıcak günlerin azalması,
26-27. Ağustos- Leyleklerin gitme zamanı,
22- Sam rüzgârlarının sonu,
28- Mihrican fırtınası.
Ağustos
sıcağı (Eyyam-Bahur): Halk takvimine göre Ağustosun ilk haftası bunaltıcı ve
kavurucu sıcaklar yaşanır. Bu günlerde çobanlar sürülerini gölgelik yerlerde
tutmaya çalışır.
*İlkgüz
(Eylül)
-Bazı
sayılı günleri:6. Eylül- Bıldırcınlar geçimi fırtınası,
13. Eylül- Çaylak fırtınası,
16-17. Eylül- Sıcakların azalması,
27-28. Eylül- Kestane karası fırtınası,
30. Eylül- Turnalar geçimi fırtınası.
*Ortagüz (Ekim)
3.Ekim- Koç katımı fırtınası,
10-11. Ekim- Meryemana fırtınası,
15- Ekim Yağmurların başlaması,
19.
Ekim- Bağbozumu fırtınası,
20-21. Ekim- Suların soğuması,
26. Ekim- Balık fırtınası,
31. Ekim ( İklimi yumuşak yörelerin) ağaçların budanmaya başlanması.
20-21. Ekim- Suların soğuması,
26. Ekim- Balık fırtınası,
31. Ekim ( İklimi yumuşak yörelerin) ağaçların budanmaya başlanması.
*Ahırgüz (Kasım)
-Bazı
sayılı günleri:
3.
Kasım- Lodos rüzgârlarının başlaması,5. Kasım- Kuş geçimi fırtınası,
8-
Kasım- Kasım başı,
9- 10. Kasım- Pastırma Yaz’ı,
18 Kasım- Böceklerin kışlığa çekilmesi,
20- Kasım da Koç katımı biter.22. Kasım- Güney Batı (Kaba Yel) rüzgârlarının esmesi,
28. Kasım- Ağaçlardan suların çekilmesi,
9- 10. Kasım- Pastırma Yaz’ı,
18 Kasım- Böceklerin kışlığa çekilmesi,
20- Kasım da Koç katımı biter.22. Kasım- Güney Batı (Kaba Yel) rüzgârlarının esmesi,
28. Kasım- Ağaçlardan suların çekilmesi,
29-
30 Kasım- Ülker dönümü fırtınası.
Seneyi
ikiye bölen Kasım Kış günleri, 8. Kasımda başlayıp 5. Mayısta sona erer ve 179.
gün sürer.
*Karakış
(Aralık)
-Aralık’ın
sayılı günleri:1-2. Aralık- Kuzey rüzgârlarının esmesi,
9-10. Aralık- Karakış fırtınası,
19-20.
Aralık- Yılın en uzun gecesi,
21.
Aralık- Erbain fırtınalı soğuk günlerin başlangıcı,
26.
Aralık- Uzun gecelerin sonu.
*
Miladi Takvim:
Güneş
yılı esasına göre hazırlanan bu takvim ilk defa Mısırlılar tarafından
kullanılmıştır. Bu takvim; İyonlar, Yunanlar ve Romalılar tarafından
geliştirilmiştir. Roma İmparatoru Jullius Cesar ve Papa XII. Gregor tarafından
düzenlenerek günümüzdeki şeklini almıştır. Başlangıç olarak (Milat) Hz. İsa'nın
doğum günü
*Gelmiş
ve gelecek ilimlerin kaynağı olan Kur’an-I Kerimde ki Takvim ile ilgili
ayetler:
Rahman
ve Rahim olan ALLÂH'ın (Cc.) ismiyle"Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün değişmesinde, insanların faydasına olan şeyleri denizde taşıyıp giden gemilerde, ALLÂH'ın (Cc.) gökten su indirip onunla ölmüş olan yeri dirilterek üzerine her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yerle gök arasında emre hazır bekleyen bulutları evirip çevirmesinde, elbette düşünen bir topluluk için (ALLÂH'ın (Cc.) varlığına ve birliğine) deliller vardır." (Bakara, 164.)
“Gerçek
şu ki, ALLÂH (Cc.) Katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden
beri ALLÂH'ın (Cc.) kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte
dosdoğru olan hesap (din) budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve
onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca savaşın. Ve
bilin ki ALLAH (Cc.), takva sahipleriyle beraberdir. “(Tevbe Suresi, 36)
“Güneş
ve Ay bir hesap ile hareket ederler.” (Rahman, 5.)“Ay için de birtakım safhalar, duraklar tâyin ettik; dolaşa dolaşa, nihayet eski hurma salkımının çöpü gibi kuru, sarı, kavisli bir hâle gelir.” (Yasin,39.)
“-Şüphesiz
yüce ALLAH, (Cc.) hikmetiyle en güzelini derleyip ve en doğrusunu bilip
söyleyendir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder