Esirgeyip bağışlayan Rahim ve Rahman ALLÂH’ın (c.c)
ismiyle...
Âlemlerin Rabbi, her yeni doğan çocuğu İslami
ölçütlerin yapısına uygun tarzda yaratılıp dünyaya getirir. Çocuğun ebe
beyinleri yaşadığı toplumda, inandığı medeniyetin kültürel yaşamına göre
nesillerini yetiştirmeye çalışır. Bu eğitimi alan her çocuk, yetişme tarzına
göre bağlı bulunduğu medeniyetin tebaasını temsilen dinli veya dinsiz dünya
görüşü her ne ise, bulunduğu çevresine davranışlarını sergileyip yaşayarak
yansıtır. Bizim Müslüman toplumlarımız, inandığı İslam’ın temel ilkesi çerçevesini
esas alarak mesuliyetinin bilincinde olur. Her aile, çocuklarını medeniyetimize
uygun biçimde kendilerine, milletine, vatanına ve tüm dünya insanlığına her
konuda en ideal örnek bir hayırlı evlatlar büyütüp, ALLÂH(c.c) ve Resulünün
(A.s) razı olacağı geleceğimiz olan yarınlara güveneceğimiz kuşaklar
geliştirmek onların aşina olduğu hayata ki beklentileridir.
*Ailede çocuğun
önemi-
-“ALLÂH,(cc.) sizi
bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var
edendir. (Sizler eşinizle birleşmesi sonuncunda ondan çocuğa gebe kalır ve bir
müddet onu üzerinde taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rableri
ALLÂH’a(cc.) “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen, elbette sana
şükredenlerden olacağız” diye dua ederler.
(Araf, 189.)
-“ALLÂH(c.c) size kendi cinsinizden eş ve ondan
nesiller türetti. Sizin ihtiyaçlarınızı karşılayacak helal ve güzel nimetlerle
verdi. Onlar, hâlâ bizlere inanıyorlar da, ALLÂH’ın(c.c) sağladığı imkânları bilmezden gelip inkâr mı
ediyorlar? (Nahl,72.)
-“Gerçekten, biz senden önce de peygamberler(A.s)
gönderdik. Onlara da eşler ve çocuklar verdik. ALLÂH’ın(c.c) izni olmadan,
herhangi bir ayetten haber vermek hiçbir peygamberin haddi değildir. Her ecelin
kendine özgü birde kaderi vardır.” (Rad, 38.)
-"ALLÂH(c.c) dilediğine kız, dilediğine erkek,
dilediğine ikisini birden verir; dilediğini de kısır yapar." (Şûrâ,49.)
-Hayırlı evlat
istemek:
-“Onlar ki Rabbimiz, bize eşlerimizden ve soyumuzdan,
bizlere hayırla sevindirecek çocuklar nasip et. Onunla birlikte, bizleri de
takvaca seçkin kullarından eyle.”diye dilek bekleyenlerdir. (Furkan,74.)
-“İşte o sırada, Zekeriya Rabbine yalvararak "Ya
Rabbi, dedi, bana senin tarafından tertemiz, ihsanınla hayırlı nesiller ver. Muhakkak
ki sen duamızı duyupta karşılık verecek olan ancak sensin” dedi. (Ali
İmran,38.)
-“Rabbimiz,
bizi sana teslim olanlardan eyle ve soyumuzdan sana teslim olan bir millet ver.
Bize ibadet şuuru göster ve tövbemizi kabul et. Şüphesiz, sen tövbeleri kabul
eden ve esirgeyensin.” (Bakara,128.)
-“Rabbim! Bana iyilerden olacak bir çocuk ver.” diye
yalvardı. (Saffat,100.)
ALLÂH’ın(c.c) Resulü Sallallahü aleyhi Vesselam’ın bir
hadis-i Şerifinde:
-“Çocuk bulunmayan bir evde bereket yoktur.”
(Kenzü’l-İrfân; 338-844. ve Menavî’den)
*Çocukların ailede ki hakları-
a)Çocuğa hayat tanımak:
-“De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını
okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, durumunuzdan
endişeye düşerek çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz
veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere ALLÂH’ın(c.c)
haram kıldığı bir cana kıymayın. Düşünesiniz diye ALLÂH(c.c) size bunları
emretti. (Enam, 151.)
-“Bir de geçim korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin,
onlara da, size de rızkı biz veririz. Şüphesiz ki onları öldürmek, çok büyük
bir günah suçudur. (İsra,31.)
-“Kimin kız
çocuğu olup da, onu canlı, canlı gömmez, ona hakaret etmez ve erkek çocuğunu
ona tercih etmezse ALLÂH -u Teâlâ o kimseye Cennet’ vaat eder.” (Seçme
Hadisler; 165/49, Ebu Davud’dan)
-"Çocuklar, Müslüman olmayan kimselerin çocukları da
olsa, onlar masum, günahsızdırlar, Dikkat edin; çocukları öldürmeyin! Her canlı
suçsuz yaratılmıştır."(Müsnet ahmet ibni hanbel c.3 s. 435.)
b)Aile Planlaması:
1-İslam’da hastaların doğal yöntemlerle tedaviye teşvik
olunmuş; kadın ve erkeğin kısır olmaları istisna sayılmaz.
2-Kocasından değil de, bir başkasından alınan spermayla
eşinin yumurtasıyla döllemek yasak haramdır."
3-Kocasından alınan spermayı eşi kendi yumurtasıyla
birleştirmesi uygundur."
4-Kocasının spermasını kullanarak 'Tüp bebek' yaparak
hamile kalmasında sakınca yoktur."
5-Kocasının spermasıyla, başka birinin spermini
karıştırıp dölleme yapılması haramdır; akrabalığın iletkeni olan kan bağı
genetiğini bozmuş olur."
6-Kadının yumurtasını, kocasından başka bir erkeğin spermasıyla
birleştirerek döllenmiş yumurtayı tekrar kadına aktarmak haramdır."
7-Sperme bankaları doğal yönden meşru olan İslami aile
oluşumuna aykırıdır dolaysı ile haramdır."
8-Kadının yumurtasını erkeğin spermasıyla birleştirerek
döllemiş yumurtayı (hangi sebep olursa olsun) belli bir süre hayvan rahmine
aktarılarak daha sonra kadının rahmine yerleştirilmesi haramdır."
9- Doktorlar, benzeri gayri meşru 'illegal' farklı
şekillerde ki yöntemler uygulaması şer'an uygun değildir!"
10- İllegal tekniklerle yapılan tohumlama sonucu
hamilelikten doğan çocuk gayri meşru yönden meydana gelen üründür. Bu yasak
ilişkiden doğan çocuk, her hangi bir erkek tarafın ismini temsilen alamaz!
Kadın ancak, kendi soy tarafından birinin ismini vere bilir. Çünkü normalinden,
gayri meşru bir ilişki sonucuyla olan bir çocuk statüsü ile aynıdır." (Dinayet,
Aile Planlaması)
-“Çocuğu kim doğurdu ise ona aittir.” (Ebu Dâvud, Talak,
34.)
c)Kürtaj:
Hanefi mezhebine göre, Ana rahminde ki bir cenine 120. günden
sonra Ruh verildiği döneme denk geldiği için, 120. gününü tamamlamış bir hamile
kadının kürtaj olması haramdır; doğacak çocuğun ölümüne sebebiyet vermiş olur!
120. gününü yani, “henüz daha 4, cü ayını tamamlamamış bir ceninin alınmasında
kadın ve eşinin diğer hayati sebeplerden dolayı mecbur kalınırsa bir mahsuru
yoktur!” denilmiştir.
Fakat kürtaj konusu mesuliyet kapsayan kritik bir
mesele olduğundan pek çok fıkhı âlim sıcak bakmamışlardır. (Dinayet, Aile
Planlaması)
ç)Sağlıklı beslemek:
-“Ve anneler,
eğer emzirme müddetini iki yıl’ı tamamlamak istiyorlarsa eğer, iki yıl
çocuklarını emzire bilirler. Bu zaman içerisinde çocuk ve annesinin her türlü
ihtiyaçları olan bakım ve eğitim vb. masrafını uygun biçimde temin etmek,
çocuğun babasına düşer. Ve hiç kimse de, ‘nafakasına’ mali gücünün yetmeyeceği
fazla masrafla üslenmeye zorlanamaz! Çocuğundan dolayı ne anneye, ne de babaya
haksızlık edilmesin! Çocuğun babası öldüğü takdirde, mirasçı olanlara da aynen
bu yükümlülükler geçerlidir. Eğer Anne ve Baba her ikisi de anne ile çocuğun
birbirlerinden ayrılmasına veya çocuğun memeden ayrılmasına, karşılıklı gönül
rızası ile anlaşarak karar verirlerse, bundan dolayı kendilerine bir vebal
sorunu yoktur. Ve ALLÂH’a (c.c) karşı takva sahibi olun. ‘Bâsir’ olan ALLÂH, (c.c)
sizin ne yapmaya çalıştığınızı ayan açık çok iyi görendir. (Bakara,233.)
-“Hanımına yedirdiğin yemek senin için bir sadakadır.
Çocuğuna yedirdiğin yemek senin için bir sadakadır. Hizmetçine yedirdiğin yemek
senin için bir sadakadır. Kendi nefsine yemek yedirmen de senin için bir
sadakadır.” (Hadis: Ahmed İbni Hanbel ve Tirmizî’den)
d)Sevmek:
-ALLÂH’ın(c.c) Resulü Sallallahü Aleyhi Vesselam’ bazı
Hadis-i Şerifinde buyururlar ki:
-“Evlat kokusu, Cennet kokusudur.” Kenzü’l-İrfân;
339/847.ve Menavî’den)
-“Çocuklarınız ağladığında onları dövmeyin; çünkü ilk
dört aydaki ağlamaları ‘lâ ilâhe illallah’ zikridir, ikinci dört aydaki
ağlamaları Peygamber’e (s.a.a) ‘salâvattır’, üçüncü dört aydaki ağlamaları ise
anne ve baba hakkında duadır.” Vesâil’uş-Şia, 63. bab, s.1)
Enes bin Mâlik’in rivâyet ettiğine göre, Resülullah ile
beraber bulunan bir adamın yanına oğlu geldi. Adam oğlunu öptü ve dizine
oturttu.
Daha sonra kızı gelince, kızını önüne oturttu. Resülullah ‘ALLÂH’ın(c.c)
en güzel selam ve dilekleri onun üzerine olsun’ Efendimiz: - “Diğerlerine de,
aynı şekilde davranman gerekmez mi?” diye sordu. (Bezzâr’dan)
-Ebu Hureyre Radıyallahu anh anlatıyor:
Bir gün Nebi
aleyhi selam, Hazreti Ali’nin oğlu Hasan’ı öpmüştü, yanında Habîs’in oğlu Akra’
vardı. O:
- Benim on çocuğum var, hiç birini öpmedim dedi. Resülullah
sallallahu aleyhi ve sellem (hayretle) onun yüzüne baktı ve dedi ki:
- Merhamet etmeyene merhamet olunmaz. (250 Hadis;
132/165. ve Buharî-Müslim)
-“Çocuklarınızı çok öpün; çünkü her öpücüğünüz için ALLÂH’ın(c.c)
katında makamlar vardır.” (Bihar’ul Envar, c.23, s.113.)
-"Kız çocuklardan nefret etmeyiniz; onlar
sempatik, cana yakındırlar." (Ahmed ve Tebarâni)
-“Kim ki, yalnız ALLÂH(c.c) rızası için bir yetimin
başını okşarsa, kendisine elinin dokunduğu saçlar sayısınca mükâfat verilir.”
Buyurmuş ve: “Kim ki, himayesi altında bulunan veya
herhangi bir yetime ihsan ederse, onunla ben Cennette bunlar yan yanayız”
diyerek parmakları arasından şahadet parmağı ile orta parmağını işaret ederek
göstermiş.” (Seçme Hadisler; 243/75.)
e)Güzel isimle vasıflandırmak:
-“Çocuğun babası
üzerindeki haklarından biri, güzel manaları ifa eden bir isim koyması ve güzel
bir edep vermesidir.” (Beyhakî, Şuabu’l-îmân, VI, 401-402.)
- “Sizler, kıyametin mahşer günü Hakk’ın divanına hesap
verilmeye çağrıldığınız da, babalarınızın ve kendi isminizle huzura
çağrılacaksınız: -‘Filan oğlu filan veya filan kızı filan’ çağrılacaksınız,
onun için çocuklarınıza, İslam dinince anlamı güzel olan isimler veriniz.”
(Ramuz Hadis no: c,2, s,135 h,5.)
f) Oyunla eğlenmek:
-“Kimin çocuğu varsa, onunla şakalaşıp çocuklaşsın.”
(İbn Mıhled, Ahbâru’s-Sığar, s. 135.)
-“Toprakta oynayan çocuğu toraktan ayırmayınız; toprak
çocuğun ilkbaharıdır.” (Tıbbı Nebevi)
-“Kim ki, yalnız Allah rızası için bir yetimin başını
meshe derse (okşarsa), kendisine elinin dokunduğu tüyler, saçlar sayısınca
mükâfat verilir.” (Seçme Hadisler; 243/75.)
g)Sünnet ve Traş ettirmek:
-“Sünnet olmak, erkekler için, sünnettir. (Taberani)
Resülullah (a.s.) Efendimiz torunları Hasan ile Hüseyni
doğumlarının yedinci gününde sünnet ettirmiştir. Ayrıca bu hususu Hâkim ve
Beyhaki Hz. Aişe (R.a.) hadisinden isnatla nakletmişlerdir; Beyhakî aynı
rivayeti Cabir (R.a.)'den yapmıştır.
-“Üzerinizdeki temizlenmesi gereken yerlerde ki kılları
Traş la temizle ve sünnet ol." buyururdu (Kenzul-Ummâl, I, 263).
-"Dört şey var ki, bunlar peygamberlerin
sünnetlerindendir. Sünnet olmak, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve
evlenmektir." (Tirmizî, Ahmed b. Hanbel, Müsned)
-“Sünnetsiz adam, 80 yaşında da olsa, Müslüman olunca
yine sünnet edilir.” (Beyhek)
ğ)Kılık Kıyafet:
-“Çocuğunuzun saçını Tıraş ederken, başka milletlere
benzeyen tiple Tıraş yapmayın,
Saçının bir kısmını kesip diğer tarafını uzunca salkım
saçak bıraktırmayın.” (Sahabeden İbni Ömer Ra, den Müslim, no: 2120.)
Sahabeden Amir
İbni Şuayb (ra) anlatıyor, ALLÂH’ın(c.c)
Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
-“Kılık, kıyafette, hayâsız ve toplumdaki usulsüz davranış
şekliniz, Yahudi’ye ve ne de ‘Nasrani’ Hıristiyanlara benzemesin, hayâsız
yaşamıyla
bizden başkasına benzeyenler Müslüman olarak bizden değildir!”
(Ramuz el
Hadis no: c/4.s./366.h/3.)
-“Çocukların kılık kıyafetinde de, çocuğun mahrem
yerlerinin açık saçık olmamasına dikkat edin, çocuklarında mahrem yerlerini
cinsel yerlerini örtün, çocukları da doğru şekilde giydirin,
Çocukları da açık saçık giydirmeyin; zira çocuğun
cinsel yerleri, büyüklerin mahrem yerleri gibidir. Çünkü ALLÂH Azze ve Celle,
Mahrem yerlerini açana, belirginleştirene Rahmet Nazarı ile bakmaz!” (Sahabeden Muhammed İbni İlyas R.a- Ramuz-el
Hadis no. c/4s/321 h/6.)
Yine sahabeden Behz Bin Hâkim (R.a) rivayetten bir
başka şöyle anlatıyor:
-“ALLÂH’ın(c.c) Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, mahrem
yerlerinizi, edep ve hayâ yerlerinizi, vücut hatlarınızı, beli olacak şekle getirip
başkalarına göstermeyin; kadın erkeklere karşı, erkek, kadınlara karşı ve kendi
aralarında, erkek, erkeklere karşı, kadın kadınlara karşı, küçük büyüğüne
karşı, büyük küçüğüne karşı, örtülmesi gereken avret yerlerini örtük giyinsin. Çünkü
tesettürlü giyinmek erkek ve kadında hayânın edebindendir.”
Sonra ALLÂH’ın(c.c) Resulü Sallallahu Aleyhi ve Selam’a
bir kişi tek başına olursa da mı giyinik olması gerekli? Diye sorduk, ALLÂH’ın(c.c)
Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, cevaben,
-“Evet;
kendisinden hayâ edilip utanılmaya en layık olan ‘her şeyin gizli ve açığın
gören’ Zat, ALLÂH Azze ve Celaldir,” Dedi. Tirmizi, Hadis no.2769 ve2794.)
h)Temel eğitim:
Sevgili Hz. Peygamberimiz, (A.s) ALLÂH’ın(c.c) selam ve
rahmeti onun üzerine olsun ki şöyle buyururlar:
-"İlim öğrenmek erkek ve kadına 'farz' şarttır."
(Buhari)
-“ALLÂH’ın(c.c) rahmeti, çocuklarının iyi işler
yapmasına yardımcı olan anne ve babanın üzerine olsun!”
“Bu nasıl gerçekleşebilir?” diye sorulduğunda ALLÂH’ın(c.c)
Resulü Sallallahü aleyhi Vesselam’ın bir hadis-i Şerifinde buyurdu:
-“Çocuklarınızdan, yapabilecekleri bir işi bekleyin;
güç yetiremeyecekleri şeyi onlardan istemeyin; onları günah işlemeye mecbur
etmeyin; çocuğunuza yalan söylemeyin ve abes şeyler yapmayın!” (el-Kâfi, c.6,
s.50.)
-“Bir kimse, karşısındaki çocukta olsa, dürüst olsun.
“Gel sana şunu vereceğim” der vermez aldatırsa bu suçtur; bu davranışıyla
çocuğuna yalancılığı öğretmesinler.” (Seçme Hadisler; 40/50. -Ahmed İbn-i
Hanbel’den)
-“Ana ve Babanın çocuklara olan temel görevleri...
Okul, meslek eğitimi, barışta, savaşta gerekli olan ‘Ata spor’ oyunlar ile
eğlendirmesi ve temel ihtiyaçlarını helalinden temin etmektir." (Beyhâkî’den)
-“Çocuk yedi yaşına kadar emredici, yedi yaşından on
dört yaşına kadar emre uyan, on dört yaşından sonraki yedi yılda da anne ve
babasının istişare tarafı olmalıdır.”(Vesâil’uş-Şia, c.15, s.195)
-“Evladınıza ikram edin, nasıl ana, babanızın sizde
hakkı varsa, evladınızın da sizde hakkı vardır.” (Taberan)
-“Çocuklarınıza ikramla bakımını ve eğitimlerini güzel
yapın.” (İbn-i Mâce, Edeb, 3.ve Kütüb-i Sitte, cilt: 17, sayfa: 473, Hadis No:
7091.)
-“Bir Baba, evlâdına güzel terbiyeli eğitimle daha
değerli bir hediye olarak miras bırakmamıştır.” (Tirmizî, Birr, 33/1952. veTabarânî’den)
İlmin kapısı Hz.
Ali Kerremeullahi Veçhe (R.a) ise:
-“Çocuklarınızı kendi çağınıza göre değil, onları kendi
zamanlarına göre yetiştiriniz. Çocuklarınızla yedi yaşına kadar oynayınız, on
beş yaşına kadar eğitiniz, on beşten sonra onlara da bir şeyler danışınız!”
buyurarak çocuk eğitimin önemine vurgu yapmaktadır…
ı)Dini eğitimin önemi:
İnsanlığın yegâne rehberi Peygamber Efendimiz (As.) buyurdu
ki:
-"Bütün çocuklar, Müslümanlığa elverişli olarak
dünyaya gelir; fakat daha sonra bunları, Ana ve abaları Hıristiyan, Yahudi ve
dinsiz yapar. Ashap-ı kiram tarafından:
- Ey ALLÂH’ın(c.c) Resulü (A.s)! Ya, birilerinin kendisine
böyle bir duyuruda bulunulmadan ölen çocuk ne olacak? Denildi. Resülullah
sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:
- Herkesin, ALLÂH-u Teâlâ geçmiş ve geleceğini bizden daha
iyi bilendir.” buyurdu. 40x40; 423/17. (Tuhfetü’l-Ahvezî, c: 6, s: 344)”
(Taberânî ve Buhari’den)
-“Çocuklarınıza önce ‘Lâ ilâhe illallah’ cümlesini
öğretiniz.” (İbn Mahled, s: 142; İbn Kayyim el-Cevziyye, s. 158.)
-“Kim Kur’an’ı okur, öğrenir ve onunla amel ederse, kıyamet
günü, anne ve babasına nurdan bir taç giydirilir. Onun ziyası, güneş ışığı
gibidir. Onun ana-babasına iki hulle (Cennetin özel takım elbisesi) giydirilir
ki pek çok kimse onlara kıyaslanamaz. Onlar: -“Ne karşılığında bunlar bize
giydirildi?” derler. -“Çocuğunuzun Kur’an hafızı olması sebebiyle” yanıt
verilir.” (40x40; 187/24 (Et-Terğîb, cilt; 2, sayfa: 355.)
-“Çocuklarınızı, Kur’an okutmakla, Kur’anı anlamakla, ibadetlerini
yapmakla, Resülullah’ın (A.s) soyundan gelenlerini sevmek gibi üç özellikte
terbiye ediniz.” (Hz. Ali Ra.’den- Kenzü’l-İrfân; 192/441-Camiu’s-Sağîr’ 180.)
-“Çocuklarınız, sağını solunu bilince namazlıklarını
öğretin, yedi yaşına gelince onlara namaz kılmalarını söyleyin. On yaşlarına
girdiklerinde kılmazlarsa, onları hafifçe cezalandırın ve yataklarını da
ayırın.” (Ebu Davut, salât 26, 497. Çocuk ve Ahmed İbn Hanbel’in Müsnedi’nden)
-Resul-i Ekrem (s.a.a) bir gün şöyle buyurdu:
“Yazıklar olsun ahır zaman babalarına!”
Bunun üzerine ashap sordu: -“Yoksa
müşrik mi olacaklar?” Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurdu:
-“Hayır, Müslüman kalacaklar; ama çocuklarına dini öğretmeyecek ve hatta
çocukları dini öğrenmek istediklerinde onlara engel olacak ve onları dünyalık
amaca sevk edeceklerdir. İşte ben böyle babalardan uzağım; onlar da benden
uzaktırlar.” (Müstedrek’ül-Vesâil, c.2, s.625.)
-“Evladım! Evine girdiğin zaman evde bulunanlara selam
ver. Bu hem sana, hem onlara bereket getirir.” (Tirmizi, İsti’zan, 10.)
i)Ahlaki edebi:
-“Ey iman edenler! Emriniz altında ki ve sizden olup da
henüz erginlik çağına ermemiş olan çocuklar, yatak odalarınıza girmek için şu
üç vakitte izin istesinler: Sabah namazından önce, öğleyin üstünüzü
çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra. Bu üç vakit sizin için uygun
olamayan mahrem vakitlerdir. Bunların dışında size de, onlara da bir sakınca
yoktur; onlar yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanında serbest olabilirsiniz.
İşte ALLÂH,(c.c) size ayetleri böyle açıklamaktadır. ALLÂH,(c.c) uygun olanı
bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nur,58.)
-“Sizden olan çocuklarınız erginlik çağına
girdiklerinde, kendilerinden öncekiler (büyükleri) izin istedikleri gibi, onlar
da izin istesinler. İşte ALLÂH,(c.c) âyetlerini size böyle açıklar. ALLÂH,(c.c)
her şeyi bilendir; hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nur,59.)
ALLÂH’ın(c.c) Resulü, (As.) Hanımlarından ve Müminlerin
Annesi Hz Aişe (Ra.) anlatıyor:
ALLÂH’ın(c.c) Resulü, (As.) kızı Fatma yanına
girdiğinde, ALLÂH’ın(c.c) Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, kızı için ayağa
kalkar, elinden tutar ve onu öper ve kendi yerine otururdu. ALLÂH’ın(c.c) Resulü (A.s) kızı Fatma’nın
(Ra.) yanına girdiğinde, Fatma hemen ayağa kalkar, elinden tutup öperdi ve Babası
ALLÂH’ın(c.c) Resulü (As.) kendi yerine oturtturdu.” (Ebu Davud, H. No: 5217.)
-“Bir genç, yaşlı olması sebebiyle bir ihtiyara ikram
(ve hürmet) ederse, ALLÂH-u Teâlâ da, o gence yaşlılığı sırasında hürmet ve
ikramda bulunacak bir kimseyi müvekkil kılar.” (40x40; 429/39,Tuhfetü’l-Ahvezî,
c: 6, s: 167.)
-"Küçüklerimize merhamet etmeyen büyüklerimize
saygı göstermeyen bizden değildir!" (Tirmizî, Bin, 15; Ebû Dâvûd, Edeb,
66.)
j)Bakım ve korunması:
-“Hz. Ömer: Ey ALLÂH’ın(c.c) Resulü (A.s)! Kendimizi
koruruz fakat ailemizi nasıl koruyabiliriz? Diye sordu. Peygamberimiz: (s.a.v)
“ALLÂH’ın(c.c) sizi yasakladığı şeylerden onları sakındırırsınız ve
ALLÂH’ın(c.c) size emrettiği şeyleri
onlara emredersiniz. İşte bu, onları korumak demektir.” buyurdu. (Alûsî, Ruhu
'l-Maânî, Beyrut, c. 28, s. 156.)
-"Kimde, Üç kızın geçimini temin eder, Onları
eğitir, Onlara iyi davranırsa, onu, kendi kendinin ihtiyaçlarını görür hale
gelinceye kadar, rahatlayıncaya kadar bakarsa, katiyetle affedilmeyecek olan, ALLÂH-u
Zül Celale Şirk koşma olmazsa, Cennete
girmeyi hak etmiş olur.” (Metealibul aliye Hadiz no. 2527.)
-"Kim ki üç veya iki tane kız çocuğu yetiştirir,
güzel terbiye eder, evlendirir ve onlara iyilikte bulunursa, o’kişi için Cennet
vardır" (Ebu Davud, Edep, 120, 121.)
-"Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi yakıtı
insanlar ve taşlar olan Cehennem ateşinden koruyun!” (Sure’i Tahrim,6.)
“Bir kimse, çocukların geleceğinden sorumsuz kalarak
çocuklarını Cehennem’in ebedî ateşinde yanmaya bırakıyorsa, güneşin
sıcaklığından korumasında hiç bir hikmet yoktur.” (Siret Ansiklopedisi, cilt:
2, sayfa: 213.)
-"Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya
uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu Cehennem ateşinden koruyan bir
siper olurlar" (Buhârî, Zekât, 10, Edeb, 18; Müslim, Bin, 47 Ayrıca bk
Tirmizî, bin,13.)
-“Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve
içeceğini paylaşırsa, affedilmez bir günah olan (şirk) işlememişse, Hak Teâlâ
onu mutlaka Cennete koyacaktır.” (Tirmizî, Birr 14 (1918) Kütüb-i Sitte, cilt:
2, sayfa: 517 Hadis No: 180.)
k)Sorumlu olunmayan halleri:
-“Erdemlik çağına gelinceye kadar çocuktan, uyanıncaya
kadar uyuyandan, sıhhat buluncaya kadar 'deli' mecnun olandan, bunların irade
dışı işledikleri hatalar amel kayıtına suç olarak geçmez.” (Ebu Dâvud, Hudûd
16, /4398, 4403/ Kütüb-i Sitte, cilt: 6, sayfa: 307 Hadis no: 1658.)
*Sosyal hakları-
a) Üvey evlat ve yetimlerin himayesi:
-" ALLÂH,(c.c) evlâtlıklarınızı öz oğullarınızdan
yapmadı ki; bunlar, sizin ağzınıza gelen boş sözlerdir. ALLÂH,(c.c) hakkı
söyler. Doğru yolu o’ gösterir. Evlatlıkları babalarının adıyla çağırın. Bu ALLÂH
Teâlâ yanında bu daha adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin
din kardeşiniz ve dostlarınızdır. Yanlışlıkla “falan oğlu” diye başkasının baba
adıyla çağırmanız halinde size bir günah yoktur. Fakat bunu kasıtlı olarak
yaparsanız hata edersiniz. ALLÂH,(c.c) çok affedici ve çok merhametlidir."
(Ahzâb, 4-5.)
-Sahabeden Ebu Hureyre (R.a) anlatıyor, ALLÂH’ın(c.c)
Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana,
“Müslümanların evleri içinde, en hayırlı Ev, içeresinde
kendisine iyi davranılan, kendi çocuğu gibi kol kanat gerilen, bir yetimin
bulunduğu evdir, en kötüsü ise, yetime zülüm edilen evdir!” (Camiussağir
no.2118.)
-“Kim üç yetimi yetiştirir, nafakasını temin ederse,
sanki ömrü boyu geceleri namaz kılmış, gündüzleri Oruç tutmuş ve sabahtan
akşama yalın kılıç ALLÂH,(c.c) yolunda cihat etmiş gibi sevap alır. Öyle ki,
ben ve o, şu iki kardeş (parmak) gibi Cennette kardeş oluruz.” buyurdu ve
şahadet parmağı ile orta parmağını birbirine yapıştırdı. (Kütüb-i Sitte, cilt:
17, sayfa: 475 Hadis No: 7095.)
-“Her kim, anadan ve babadan Yetim olan bir çocuğu,
bakmak barındırmak, Müslüman olarak yetiştirmek üzere, hayata tam alışıncaya
kadar, kendi kendini idareye gelinceye kadar yanına alırsa, o' kimsenin Cennete
girmesi kesinleşir." (İ.Münziri Hadis no.c.5,s.169. h.6-7.)
-Sahabeden Ebu Hureyre (R.a) anlatıyor, ALLÂH’ın(c.c)
Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“Akrabasından olsun veya yabancıdan olsun; bir yetimi
himayesine alarak eğitim ve ihtiyaçlarını karşılayıp güzel yetiştiren, benim
ile cennette iki parmak gibi yana, yana olacağız." (Müslim Muhtasarı Hadis no.2682.)
b)Geleceğini sağlamak:
-“Her kim iki kız çocuğunu erginlik çağına kadar yetiştirip
himaye ederse kıyamet günü o kimseyle yan yana olacağız.” buyurdu ve
parmaklarını bitiştirdi. (Müslim, Birr 149; Ayrıca bkz. Tirmizî, Birr 13.)
-“Her kim üç kız çocuğunu himaye edip, büyütüp
evlendirir ise, sonra da onlara ikramla iyiliklerini devam ederse o kimse
cennetliktir.” (Ebû Dâvûd, Edeb 121; İbn-i Hanbel, III, 97.)
c)Evlendirmek:
Ebu Hüreyre’den gelen bir rivayette Peygamber (A.s) Efendimiz
şöyle buyurmuşlardır: -“Çocuğun, babası üzerinde ki bir hakkı da, gençlik
çağına gelince onu evlendirmek.”
-“Çocuk olgunluk çağı gençliğe erince babası onu
evlendirsin, aksi halde çocuk günah işleyebilir, onun bu günahı da babaya ait
olur.” (İbni Kayyim el-Cevziyye, s. 159.)
-“Dindarlığını ve karakterini beğendiğiniz biri size dünür
gelirse, sorumlu olduğunuz kızı onunla evlendiriniz. Eğer bunu yapmazsanız
yeryüzünde büyük bir fitne terörü çıkar.” (Tirmizî’den)
-“Kızını, kötü bir kimse ile evlendiren kimse,
kesinlikle ona merhametsizlik etmiş olur.” (Kenzü’l-İrfân; 345/861 ve
Menâvî’den)
-“Kim erginlik çağına varan iki kızını, kendisi onların
yanında olduğu müddetçe iyilik yapar evlendirip ihsanda bulunursa, bu kızlar o
kimsenin mutlaka Cennetlik olmasına sebep olurlar.” (Kutub-i Sitte, cilt: 17,
sayfa: 473, Hadis No: 7090.)
-“Kim, üç kız çocuğu bakıp büyütür ve onları güzel
terbiye eder; onları evlendirir ve onlara ihsanda bulunursa, onun için cennet
vardır.” (Seçme Hadisler; 248/79.- Ebu Dâvud’dan)
ç)Çocuğa anlayış göstermek:
-“Ey iman edenler! Gerçek şu ki, sizin
yetiştiremediğiniz eşlerinizden ve çocuklarınızdan bir kısmı sizler için birer
düşmandırlar. Şu halde onlardan sakının. Yine de affeder, hoş görür kusurlarını
yüzlerine vurmaz ve bağışlarsanız, şayet ALLÂH,(c.c) onlara karşı sizi bağışlayıp,
esirgeyendir.” (Tegabün,14.)
Resulullah (s.a.v) buyurmuştur:
-"Çocuklarınıza saygılı davranın, onlarla alay
etmeyin, onlara hakaret etmeyin, aptal ve cahil gibi lakaplarla onları
çağırmayın." (Hadis-i Terbiyetî, c.1, s.117; el-Kâfi, c.6, s.47.)
-"ALLÂH’ın(c.c) rahmeti, çocuklarının iyi işler de
başarı kazanmasına yardımcı olan anne ve babanın üzerine olsun!"
"Bu nasıl gerçekleşebilir?" diye sorulduğunda
Resülullah (s.a.v) buyurdu:
-"Çocuklarınızdan, yapabilecekleri bir işi
bekleyin; güç yetiremeyecekleri şeyi onlardan istemeyin; onları kötü işlere
sevk ederek günah işlemeye mecbur etmeyin; çocuğunuza yalan söylemeyin ve abes
şeyler yapmayın." (el-Kâfi, c.6, s.50.)
d)Adil olmak:
- “Hak ve hukuktaki adaleti göz önünde bulundurun.
Velev ki kararınız yakınlarınızın aleyhinde olsa bile…” (Süre Enam, Âyet 152.)
-“ALLÂH’tan(c.c) korkun ve çocuklarınız arasında
adaleti gözetin.” (Hadis, Buhârî, Hîbe, 12-13.)
-“Bizim küçüğümüze sevgiyle merhamet etmeyen,
büyüğümüzün hakkına saygı göstermeyen kimse bizden değildir. Bizleri aldatan da
bizden değildir. Kendi nefsi için sevdiğini, diğer mü’minler için de sevip istemedikçe,
hiç bir kul gerçek bir Mümin olamaz.” (500 Hadis; 220/346.)
-“Çocuklarınız size ihsan, hürmet ve itaatte âdil
olmalarını istediğiniz gibi, siz de onlar arasında hediyede ve bağışlamada
adalet ki eşitliğe riayet ediniz.” (250 Hadis; 46/51. (Taberânî’den)
Numan b. Beşir’den şöyle dediği rivayet’e göre:
-Babam, beni aldı ve Resülullah’a (A.s) götürdü ve
şöyle dedi:
-“Ben, şu oğluma bir köle hediye ettim.” Resülullah
sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz:
- “Oğullarının hepsine eşit hibede bulundun mu?”
buyurdu:
Babam:
-“Hayır” cevabını verdi. Resülullah sallallahu aleyhi
ve sellem:
-“O’ hâlde, onu geri al” buyurdu. (40x40; 424/20.
Müslim, c: 5, s: 65.)
-“Kimin kız çocuğu olup da, onu canına kıymaz, ona
hakaret etmez ve erkek çocuğunu ona tercih etmezse ALLÂH-u Teâlâ o kimseyi
Cennet’e kor.” (Seçme Hadisler; 165/49. (Ebu Davud’dan)
e)Çocuğun güvenini kazanmak:
-“İyilik etmeleri için çocuklarınıza yardımcı olun. Her
anne ve Baba çocuklarının itaatsizliğine engel olabilir.”(Mecma’uz-Zevâid, c.8,
s.146)
-“Kendisi çocuklarına, hukuksuz davranarak itaatsizlik
ile asi olmasına neden olan Anne ve babaya ALLÂH,(c.c) belasını versin." (Mekarim’ul-Ahlâk,
s.518.)
f) Öz ve yetim çocuğun mirası:
Yüce Hak Teâlâ Furkan’ında buyurur ki:
-"Çocuklarınız
hakkında ALLÂH,(cc.) size şunu emrediyor: Erkek çocuğa iki Kız hissesi vardır.
Çocukların hepsi kız ise ve ikiden daha çok ise, mirasın üçte ikisi o’ vakit
kızlarındır. Sadece bir Kız çocuk ise, mirasın yarısı ona aittir. Ölenin çocuğu
varsa, ölenin büyük Anne ve Babasından her birine mirastan altıda bir hisse
vardır. Ölenin çocuğu olmaz da, sadece kendi Anne ve babası ona mirasçı olursa,
annenin hissesi üçte birdir. Ölenin kardeşleri de varsa, annenin hissesi o’
vakit altıda bir’e düşmüş olur. Lakin bu hüküm, ölenin yaptığı vasiyetin yerine
getirilmesinden ve borçların ödenmesinden sonra, arta kalan mal içindir. Anne
ve Baba ileriki zaman da evlâtlarınızdan hangisinin size daha faydalı veya
hayırsız olacağını siz bilemezsiniz; bu şekildeki hisse dağıtımı şüphesiz
ALLÂH,(cc.) size kararını kesin farz la bildirilmiştir! ALLÂH(cc.) ise, her
şeyi gereğince bilir ve her şeyi usulünce yerli yerin de hikmetle yapandır.” (Nisa,11.)
-“Öksüzler büyüyünce, kendi
başlarının çaresine bakacak olgunluğa geldiklerini anladığınız da, onların mal
varlıklarını kendilerine teslim edin! Onlar büyüdükten sonra, “bu malları benim
elimden alırlar” diye, öksüzlerin malını yemeyin! Şayet zengin olan ebe beyin,
onların mallarına tenezzül etmesin. Fakir olanlarda, ihtiyacı kadar israf
etmeden geçimlerinde harcasın! Mallarını geri vereceğiniz zaman, yanlarında
şahitler bulundurarak onlara geri iade edin. Hesap sorucu olarak ALLÂH,(cc.)
herkese yeter! (Nisa,6.)
-“Eğer miras
bölüşümü sırasında, hak sahibi olmayan fakir akrabalar ve diğer yetim yoksullar
yanınızda hazır bulunursa, onlara da bir miktar verin ve onlarında az, çok
gönüllerini razı edecek hoş sözler söyleyiniz! (Nisa,8.)
Resülullah (A.s) buyururlar ki:
-"İki farklı dine mensup olanlar birbirine mirasçı
olamaz." (Ebû Dâvud, Ferâiz, 10; Tîrmizî, Ferâiz, 16; Ibn Mace, Ferâiz, 6;
Dârîmî, Ferâiz, 29; Ahmed b. Hanbel, II, 187, 195.)
-“ALLÂH-u Teâlâ, her hak sahibine hakkını vermiştir.
Dikkat ediniz, vâris sahibine vasiyet gerekmez!” (250 Hadis; 100/126. Buhârî- Müslim)
-"Varis sahiplerine miras bırakınız ki;
başkalarına muhtaç olmasınlar." (Buhari, Sad bin Ebu Vakkas'tan)
-"İki farklı dine mensup olanlar birbirine mirasçı
olamaz." (Ebû Dâvud, Ferâiz, 10; Tîrmizî, Ferâiz, 16; Ibn Mace, Ferâiz, 6;
Dârîmî, Ferâiz, 29; Ahmed b. Hanbel, II, 187, 195).
-“Haksızlıkla başkasının veya yetimlerin mallarını gaspla
yiyen, Cennete giremez!" (Ebu Hureyre, Ramuz el-Hadis no.c,1.s,69.h,4.)
-"İnsanı helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar
nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: - ALLÂH’a(cc.) şirk koşmak -Sihir - ALLÂH’ın(c.c) haram kıldığı
cana kıymak -Faiz yemek -Yetim malı yemek -Savaştan kaçmak -Suçsuz ve namuslu Mümin
kadınlara iftirada bulunmak” buyurdu. (Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim,
Îmân, 144.)
g)Gayri meşru çocuğun durumu:
-"Her hangi bir erkek, emrinin altında veya başka
hür bir kadınla zina ederse, doğacak çocuk zina çocuğu olur. Kadın ve doğan
çocukta mirasçı olamaz; ancak o’ çocuk kadın tarafına aittir!" (Ahmed bin Hanbel, II, 216, Ebu Dâvud, Ferâiz,
9; İbn Mâce, Ferâiz, 14; Darimî, Ferâiz, 45; eş'-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr,
VI/66.)
-"Gayri meşru ilişkiden dünyaya gelen bir çocuk,
anne ve babasının hatasından dolayı o’ çocuk onlar için “piç” diye suçlanamaz! Buyurmuştur.
(Hâkim, Müstedrek; Beyhakî, Sünen X/59; Münâvi V/372.)
-"Herhangi bir kadın bir topluluğa onlardan
olmayan bir kimseyi sokarsa, ALLÂH’tan(c.c) bir yardım görmez ve ALLÂH Teâlâ
onu cennetine sokmayacaktır. Yine bir erkek yüzüne bakarak bir çocuğu inkâr
ederse, ALLÂH,(cc.) ondan yüz
çevirir ve onu kıyamet gününde öncekilerin ve sonrakilerin huzurunda rezil ve
rüsvay eder (Ebû Dâvud Talâk, 29; Dârimî, Nikâh, 42; Nesâî, Talâk, 47).
-"Müslüman kâfire, kâfir de müslümana mirasçı
olamaz" (Buhârî, Hacc, 44, Meğâzî, 48, Ferâiz, 26; Müslim, Ferâiz, I ; Ebû
Dâvud, Ferâiz, 10; Tirmizî, Ferâiz, 15.)
-"Hz. Peygamber (As.) liânla nesebi reddedilen (Zina
kar) çocuğun mirasını anneye ve ondan sonra annenin hısımlarına
bağlamıştır" (bk. Buhârî, Ferâiz, 17; Ebû Dâvud, Ferâiz, 9; Dârimî, Ferâiz,
24.)
*Çocuğun özetle temel hakları-
1-Nesebin olan genetik sağlığındaki temizlik,
2-Yaşam hakkı tanınması,
3-Şahsına değer verip, iyi bir isim verilmesi,
4-Sağlığı için ana sütü ve korunup desteklenmesi,
5-Yatak ve odasının ayrı olması,
6-Güvenli bir gelecek sağlanması,
7-Dini ve milli ahlak ile iyi yetişmesi,
8-Genel eğitim, öğretim, spor ve savunma, mesleki iş teknikleri
öğrenmesi,
9-Kız, Erkek ayrımı veya bir nedenle fark gözetmeden
eşitlikte adil davranmak,
10-Çocuklar için harcanan maddi imkânları meşru helal
yollarla kazanılması.
11-Hakkı olan mirasını ‘üveyde olsa’ verilmesidir.
*Her bireyin sorumluluğu:
“-Ey insanlar, Rabbinize sığının, emirlerine yapışın,
günahlardan arınıp, azaptan korunun. Babanın evlâdı adına bir bedel
ödeyemeyeceği, onu kurtaramayacağı, evlâdın babası adına bir bedel
ödeyemeyeceği, onu kurtaramayacağı günden endişe duyun. ALLÂH’ın(cc.) vaadi doğrudur, haktır. Dünya hayatı sizi
aldatmasın, şeytan ve hilekâr insanlar, ALLÂH’ı(cc.)
öne sürerek, onun adına sizi kandırmasın.” (Lokman,33.)
-“Hepiniz çoban ve muhafızsınız; mahiyetinizde
bulunanların hukukundan sorumlusunuz. İş başındakiler de muhafızdır,
memurlarından sorumludur. Erkek, aile fertlerinin çobanıdır ve onlardan
sorumludur. Kadın da kocasının evinde bir muhafızdır; o da, ondan sorumludur.
Hizmetçi muhafızdır, o da efendisinin malından sorumludur. Ve öyle ki, hepiniz
görevlisiniz; emrinizin altındakilerden sorumlusunuz.” (Riyazü’s-Sâlihîn; c: 1,
S: 337, H. No: 298.)
*Faziletli nesiller yetiştirmenin uhrevi önemi:
Bir Hadisi-i şerifte rivayet olunur ki:
-“Kişinin Cennet’te derecesi yükselir.
Adamcağız:
- “Bu nereden geldi? Diye sorar.”
Kendisine:
- “Çocuğunun senin için istiğfar etmesinden” denir.” (Seçme
Hadisler; 162/43 (İbni Mâce’den)
-“ALLÂH,(c.c) yolunda sarf ettiğin para, bir köle azat
etmek üzere sarf ettiğin para, bir miskine yardım ettiğin hizmet, aile etrafına
sarf ettiğin bedeni ve mali emeğin... Bunlara sevap bakımından en değerlisi,
kendi ailendekilere sarf ettiğin yardımlardır.” (250 Hadis; 125/157,
Müslim’den)
-“Hanımına yedirdiğin yemek senin için bir sadakadır.
Çocuğuna yedirdiğin yemek senin için bir sadakadır. Hizmetçine yedirdiğin yemek
senin için bir sadakadır. Kendi nefsine yemek yedirmen de senin için bir
sadakadır.” (Ahmed İbni Hanbel ve Tirmizî’den)
-“Her kim kız çocuklarını yetiştirme yüzünden bir
sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar, onu cehennem ateşinden
koruyan bir siper olur.” (Buhârî, Zekât 10, Edeb 18; Müslim, Birr 147; Ayrıca
bkz. Tirmizî, Birr 13.)
-“Kişinin öldükten sonra geride bıraktığı şeylerin en
hayırlısı, kendisine dua eden faziletli Müslüman dürüst bir evlât, sevabı
kendisine ulaşan ‘sadaka-i cariye’, kendisinden sonra halkın amel ettiği bir
ilimdir.” (Müslim, Vasiyet, 14; Tirmizî, Ahkâm, 36.)
-“İnsan ölünce
kendisinden ameli kesilmiş olur. Ancak bundan üç şey müstesnadır:
1-Sadaka-i cariye’
başkaların hizmet vakıf imar eseri,
2-Kendisinden
faydalanan ilmi,
3-Kendisine dua
eden hayırlı evlat.” (500 Hadis; s. 45-67. Müslim’den)
*Ahiretlik olan çocuklar:
-"Müminlerin ölen küçük çocukları cennette
emniyettedir. Kıyamet günü baba ve annesine teslim edilinceye kadar bakımlarını
Hz. Peygamber İbrahim’in (A.s) eşi Sera hanım
yanlarına himaye almıştır." (Hadis, Müsned)
-“Sizin küçükleriniz (Müslümanların küçükken ölen
çocukları) Cennet ehlinin de küçükleridir. Onlardan birisi babasına gelerek
onun elbisesini tutar ve Hak Teâlâ, Ana, babasını bağışlayıp cennete sokuncaya
kadar onu bırakmaz.” (Ebu Hüreyre R.a)
-“Kıyamet gününde Müslümanların on iki yaşına kadar
olan çocukları arşın altındadırlar. Şefaat ederler ve şefaatleri kabul olunur.
On üç yaşına ulaşanların ise, lehine yahut aleyhinedir. Yani bulûğa erenler
hesap verirler." (Ebu Ümame R.a)
-"Müslümanlardan bir kimsenin üç çocuğu ölürse,
umarım ki, ona çok az miktar Cehennem ateşi dokunur." (Ebu Hüreyre R.a)
*İdeal Çocuk nasıl yetişmeli:
1-Mahreminde olan soy temizliğini sağlanmalı,
2-Engelli de olsa, yaşam hakkı tanınmalı,
3-Şahsına saygı değer iyi bir isim verilmeli,
4-Sağlığı için süt emme ve korunup bakılmalı,
5-Yatak odası 3-5 yaşından iken ayrılmalı,
6-Yarına ‘imkânlar oranın da’ güvenli dünya ve Âhiret
gelecek sağlanmalı,
7-İyi bir ortamla dini, milli ahlaki eğitim verilmeli,
8-Temel eğitim, öğretim, spor ve savunma, mesleki iş
teknikleri öğrenmeli,
9-Davranış alışkanlıklarında ki hataları başkasının
yanında yüze vurmamalı,
10-Riyakâr olmaması için, başkaların yanında çocuğu
şımartmamalı,
11-Karı, kocadan birisi çocuğu azarlarken diğeri ona
arka çıkmamalı ki; hatasını bilsin,
12-Çocuğa, ceza ve ödüllenirken ölçeği dengeli tutmalı;
ya arsız olur, ya da korkak olur,
13-Kusurlarını kabullenmeyi öğretilmeli; kusurlarını
bilip yapmamaya çalışması hayatta başarılı olmasına sebep olur.
14-Hayatta, iyi ve kötüyü, hayır ve şer’i, zarar ve
kar’ın farkını küçük örneklerle yaşatarak açıklanıp bilinçlendirilmeli,
15-Başarılarını severek takdir edilmeli ve her
başarısına bir hediye ile ödüllendirmemeli,
16-Başkalarını kopyacı olarak değil de; kendi çabasıyla
iş yapmaya yönetilmeli,
17-Başladığı bir işin takibini yapmalıyız ki; kendine
değer verildiğini bilmeli,
18-Yalancık ve hilekârlık hırsızlık gibi yüz kızartıcı
huyları alıştırmamalı,
19-Hatalarını başa kakarak "sen Adam olamazsın,
senden bir şey olmaz" gibi çocuk dışlanmamalı; kendine güveni
kaybetmemeli,
20-Kötü lakap verilmemeli; kendini verilen unvanın
kahramanı olmaya çalışır
21-Çocuk bir şey anlatırken biz onu dinlemeliyiz ve
birileri bir şey anlatırken kendisi dinlemesini bilmeli,
22-Edepsiz söz ve davranışlarla onlara kötü örnek
olunmamalı,
23-Efendiliği, dürüstlüğü kendine ilke kabullenmeli,
24-Toplum ortamında ki örf ve adetleri kendine anlam
bulacağı şekil öğretilmeli,
25-İnatçı hallerinde, üstüne varılmamalı; daha sonra
yanlış yaptığını uygunca anlatılmalı,
26-Kardeşler arasında Kız, Erkek ayırmaksızın her
paylaşım konusunda adil davranılmalı, birlerin bir konuda önceliği varsa, izah
ederek nedeni anlatılmalı,
27-Menfaat fırsatçılığı yerine, insanlık değerlerinin
maddeyle pazarlanmayacağının bilmeli,
28-Çocuklar için harcanan maddi imkânları meşru helal
yollardan ihtiyaçlar kazanılmalı.
29-Her dileğini yerine getirilmemeli; sahip olduğu
imkânların değerini anlamalı,
30-Karı ve koca çocukların yanında şiddetli kavga
etmemeli,
31-Yaratıcının yaratığı insanlar başta olmak üzere her
varlığa karşı sevgi ve saygılı olmasını anlatıp öğretilmeli,
32-Başkaları ile paylaşma da nelerin paylaşıla
bileceğini bilinçlendirilmeli,
33-Toplumda ne ezilsin, ne de başkaların zulmüne boyun
eğmemeli,
35-Biz birine şahsi olarak kırgınsak eğer, çocuğumuzu
da ona düşman etmemeliyiz.
*Çocuklarımız bize bir imtihandır:
Nitekim her şeyin tek sahibi buyururlar ki;
“-Biliniz ki, dünya hayatı, ancak bir oyun, eğlence,
bir süs, bir ihtişam ve aranızda övünme vesilesi ve çok mal ve evlât sahibi
olma yarışından, isteğinden ibarettir. Tıpkı, bitirdiği ekinleri çiftçinin
hoşuna giden, toprağı suya doyuran yağmura benzer. Sonra o ekinler coşar,
gürleşir. Daha sonra onların sapsarı olduğunu görürsün. Sonra onlar tarlada
çerçöp haline gelir. Âhirette, ebedî yurtta da dehşetli bir azap vardır. ALLÂH,(c.c)
tarafından bağışlanma, O’nun rızası ve rızasına ulaşma mertebesi de vardır.
Dünya hayatı sadece aldatıcı bir zevkten ibarettir.” (Sure Hadid, 20.)
“-Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda
vermezler. Çünkü ALLÂH,(c.c) aranızı ayırır. ALLÂH,(c.c) yaptıklarınızı
görendir.” (Mümtehinne,3.)
“-Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan
sebebidir ve büyük faydalı mükâfat ALLÂH’ın(c.c) katındadır.” (Enfal,28.)
“-Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir
imtihandır. Büyük mükâfat ise ALLÂH’ın(c.c) yanındadır.” (Tegabün,15.)
“-Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi ALLÂH’ı(c.c)
anmaktan meşgul edip alıkoymasın. Kim böyle yaparsa, işte onlar zarara
uğrayanlardır.” (Münafkun,9.)
-Şüphesiz Âziz olan, ALLÂH(c.c) ve Resulü (A.s) en
doğrusunu, güzelini bilip söyleyenlerdir.
***
Çocuklarımızın okulu yaşadığımız toplumun sanal ve
yerleşim alanlarında ki gerçek sokaklar olursa, başıboş içi küflü, ruhsuz
acayip bir varlık haline gelmesi kaçınılmaz sonuçları olur; Maza-ALLÂH…
“Nitekim ALLÂH’ın(c.c) Resulü Sallallahu Aleyhi ve
Sellem buyurduğu gibi: -“Hepiniz kendi çevrenizden sorumlusunuz. Mesela, Devlet
reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek ailesinin çobanıdır ve
sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden
sorumludur. İşçi patronunun malının bekçisidir; o da işyerinden sorumludur.
Netice itibariyle hepiniz çobansız ve güttüğünüz sürüden sorumlunuz.”
(Riyazü’s-Salihin) “
Müslümanlıkta: “Nemelazımcılığın”
asla yeri yoktur; Müslüman: Elinden, dilinden, ırzından emin olunan ve iyiliği
tavsiye edip, kötülüğe karşı mücadele edendir.
“Ne yapalım kardeşim herkesin çocukları böyle;
bizimkide onlardan bir farkı yok” diyerek serzeniş edersek, bu aczi yetimizin
faturasını bireyden devlete ve tâ dünyaya kadar uzanan zararını birlikte
çekeriz!
Âlemlerin Rabbinin yeryüzündeki benim varlığımı en
güzel biçimde temsil eden âdemoğlu ‘Halifem’ diye öğündüğü sorumlu her birimiz
bire Aziz varlıklarız. Hele birde Müslüman kimliğini taşıyorsak dünyaya örnek
nesiller yetiştirmeliyiz.
-Yüce Rabbimiz…
Birbirini seven, birbirine anlayışla yaklaşan çevresine
huzur ve refah veren bir aile hayatı kurmayı gençlerimize nasip etsin. ALLÂH -u
Teâlâ aile hayatı kurmuş olanlara da ayrılık göstermesin.
Evimize, yurdumuza devletimize ve tüm insanlığa
hayırlı, güzel faydalı ve sağlığında başarılı evlatlar yetiştirmeyi herkese gönlünce
nasip etsin.
Amin...
19.2.2018
Müellifi: Aydın Suyak
https://asuyak.wordpress.com/2018/02/20/1166/
Müellifi: Aydın Suyak