3 Aralık 2014 Çarşamba

Dinimiz de yaş günü vesaire özel günleri kutlamada yeri nedir?


Bazı Müslümanların batılıları taklit etmesinin arkasında ki asıl sebep muhakkak ki, taklit eden kimselerde, taklit ettikleri kimselere karşı bir dışlanma kompleksinin var olmasıdır.
Bu aşağılık kompleksinin kaynağı ise; İslam Akidesinin sünnet ışığında fikirlerin ve hükümlerin öneminden İslam'ın insani tatmin, adalet ve saadet içinde hayat anlayışın mükemmelliğinden şuursuz olmalarının ve kokuşmuş batı kültürünü uzun yıllardır "yabancı misyonerlerin" modern çağdaşlık diye dinden uzaklaştırıp kendilerine yöneltme amacı ile, sapıkça empoze edilip uydurulmuş kaynaklanan sosyetik paparazi değerlere önem verdikleri  birçok çeşitli acayip metotla millete aksettirdiği rezil küfrün kendine has kutlamalarıdır.
Müslüman milletin batının küfürle yoğrulmuş hoş görünen kültürsüzlüğün fitnesinden, henüz İslamdan uzak beyinlerin idrak edememiş olmalarının bir sonucu olarak, taklitçi modelist entelektüel bir psikolojik durumla kendini gaflet içinde başka kişilerin kendi çevresince gerici olarak yargılamasından korkup, cahil hane aşağılanma duygu yenilgisine kapılmanın elem neticesidir!

Dolayısıyla Müslümanların, yabancılara ait olan, İslam dışı medeniyetlerin doğum (yaş) günleri , evlilik yıl dönümleri , sevgililer günü, anneler-babalar günü, yeni yıl-yılbaşı (Noel) vesaire kutlanmasını ben de Müslümanım diyen kimselerin adet haline getirmesi hiç doğru değildir.
Çünki İslamdan başka milletlerin örf ve adetlerini yaşamasında samimi mü'minlerin hayatında örnek bir yeri yoktur!

Müslüman her kimse:
Dünyaya niçin geldiğini hiç bir zaman unutmayıp öne göre hayatını yaşamasını bilmesi lazım.
Meğer ki, kutlanacaksa bir olay, harama kaçmadan mubah olan eğlence dahilinde mümkünse Kur-an ve dua ve ilahi mevlitlerle yapılması en uygunudur.
Efendimiz (Aleyhi Selam) insanların her karşılaştığı olaylarda İslam fıtratına benzemeyen hayat yaşam türlerini bizlerin örnek almasını yasak etmiştir.

Nebi Resülullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Her kim bir kavmi taklit ederse, onlardandır ."
(Ebu Dâvud ve Ahmed rivayet ettiler.)

Resülullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Amellerin en kötüsü sonradan ihdas (adet) edilip ortaya çıkartılanlar dır.” [ Müslim, Cuma, 43.]
“Sonradan ihdas edilen her şey bid’attir”
[ Nesâi, Îdeyn, 22; İbn Mâce, Mukaddime, 7]
“Her bidat dalalettir, her dalalet de ateştedir.
” [ Müslim, Cuma, 43; Ebu Davud, Sünnet, 6]

Huzeyfe b. el-Yamân'ın rivâyet ettiği bir hadis-i şerifte:
"ALLAH bid'at sahibinin orucunu, namazını, sadakasını, haccını, umresini, cihadını, sarfını (Zekat, sadakasını), şehadetini kabul etmez. O, kılın yağdan çıktığı gibi dinden çıkıp imansız olur."
(İbn Mace, Mukaddime, 7/49).

Bu ikaz karşısında müslümanların dikkatli davranacakları ve bid'at, hurafenin ne olduğunu araştırıp bilmeleri elzemdir.
Abdullah b. Abbâs (r.a.)'dan rivâyet edilen aynı benzer bir hadiste şöyle buyrulur:
"ALLAH, bid'at sahibinin amelini, bid'atından vazgeçip tevbe edene kadar kabul etmez."
(İbn Mâce, Mukaddime, /50).

ALLAH-u teala Resülullah (s.a.v.) ' e binaen bizlere şöyle buyuruyor:
“De ki, siz gerçekten Allahınızı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın.
Çünkü Allah çok esirgeyici ve çok bağışlayıcıdır.”
(Al-i İmran 31)
“Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur.
Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik.”
 (Süre Nisa Ayet 80)
“….. Peygamberim size ne vermişse onu alın.
Sizleri neyi yasaklamışsa ondan sakınıp kaçının ve Allah'tan korkun.
Çünkü Allah'ın azabı pek şiddetlidir.”
(Haşr 7)

Şimdi de Rasülullah (s.a.v.) hadis-i şeriflerine bir kez daha göz atalım:
Abdullah b. Ömer'den (r.anh) rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Kim kendini bir kavme benzetirse, o da onlardandır."
(Ahmed: 2/50-92, 7/142; Ebu Davud, Li

Abdullah b. Amr şöyle diyor:
"Kim, muşrik ve kafirlerin ülkelerinde kalır, yılbaşılarına, bayramlarına,
 festival ve eğlencelerine katılıp ve onlardan öğrendiğin gelenekleri ile yaşayarak ölürse, kıyamette onlarla birlikte olunur."
***
Alıntı kaynak: www.islam-tr.com
İçeriğini düzenleme yapan: Aydın Suyak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder